🌞 Geçmişte Yaşamış Ve Tanınmış Bir Kişinin Ingilizce Hayatı

NetFikir: Düşünce Dünyasından Yansıyan Bir Nebze Işık "Mathematica, Wolfram Research tarafından üretilmiş olan, tanınmış bir simgesel matematik yazılımıdır. "Kernel-front end" mantığında çalışır. Çizeysel arayüzlüdür ve denklem girmesi kolaydır. Matematiksel her türlü hesaplamalar yapan genel bir sistem olan Tanınmışbir Rus şair olan Andrei, 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya'da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky'nin hayatını araştırmak için İtalya'ya gelir. Güzel İtalyan tercümanı eşliğinde Toskana'dayken mutsuz evliliğinin, karısının ve çocuklarının Rusya'daki hatırası onu avlar. Seyahati giderek içsel İngilizNörolog, Psikiyatr ve Yazar. Doğum. Londra, Birleşik Krallık, 9 Temmuz 1933. Ölüm. Manhattan, New York, ABD, 30 Ağustos 2015. Yaşamı. Oliver Wolf Sacks, hastaları ile ilgili yazdığı kitaplarla tanınmış İngiliz nörolog. Doktor bir ailenin çocuğudur. Tıp öğrenimini Oxford Üniversitesi'nde tamamladı. 1965 Newton’un Hayatı ve Buluşları. Isaac Newton tüm zamanların en büyük dehalarından biri olarak kabul edilir. 4 Ocak 1643 yılında İngiltere’nin Lincolnshire bölgesinde dünyaya gelmiştir. Isaac Newton bir fizikçi ve matematikçi olarak bilinse de sayısız bilim dalıyla meşgul olup 17.yüzyılın Bilimsel Devrimi’nin en Biyografivak’ası. Biyografi vak’ası, biyografisi yazılan kişinin, hayatının bir noktasını aydınlatan anlamlı bir olaydır. Fevziye Abdullah Tansel, biyografi sever gençlere, tam biyografik çalışmalardan önce, yazmak istediği kişinin hayatının bir noktasını anlatan yazılar yazmasını tavsiye eder. Bu tür buluşmalar genellikle iki kişinin ortak arkadaşları olduğunda ve bu iki kişinin iyi bir çift olacağına inandıklarında gerçekleşir. Eğer durum buysa, yani arkadaşlarının bu çifti birbirine yakıştırıp randevularını ayarladığını ifade etmek istiyorsak, they set them up diyebiliriz. Tamamen özgürdür yani bu alanda. Her ressamın ise kendine özgü bir tekniği ve üslubu vardır. Bunlar; izlenimcilik, barok, kübizm, minimalizm, romantizm, peyzaj ve portre teknikleri olabilir. Sizler için hazırladığım bu listede; dünya çapında tanınan en ünlü yabancı ve Türk ressamları bir araya getirdim. Bir zaman V.A.Petrov adında bir büyücü yaşamış. Bu adamcağız bir "büyü kokteyli" hazırlamış, içine pagan ritüeller, doğu mistisizmi, kara büyü, NLP, şaman tekniklerini karıştırmış, İsa'nın, Muhammed'in, Buda'nın ve akla gelen diğer büyük elçilerin isimlerini sorumsuzca bu işe birer "kanal" olarak dahil etmiş. Bizimiçin önemli olan onun entelektüel ve ilmî hayatı ile siyasi-sosyal mücadelesidir. Onun hayatı, bunların her biri ile örülü bir şe-kilde geçtiğinden biz de bunu yansıtmaya çalışacağız. Çantay, çok hareketli ve mücadele ile geçen hayatı, ilmî şahsiyeti ve renkli kişiliği ile böyle bir anlatıyı hak etmektedir. 0Pmpil. Geçmiş "geçmişte yaşamış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları 1 sonuç Kategori Türkçe İngilizce General 1 Genel geçmişte yaşamış historic s. "geçmişte yaşamış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları 7 sonuç Kategori Türkçe İngilizce General 1 Genel geçmişte yaşamış kimse history i. Social Sciences 2 Sosyal Bilimler geçmişte ürdün'de yaşamış yahudiler ammonites i. 3 Sosyal Bilimler geçmişte yaşamış antik halk ve medeniyetlerin geleneği, sanatı ve sosyal yapısına duyulan ilgi antiquarianism i. 4 Sosyal Bilimler geçmişte missouri nehrinin batısında yaşamış arikaralar halkının bir mensubu aricara i. 5 Sosyal Bilimler geçmişte missouri nehrinin batısında yaşamış arikaralar halkının bir mensubu arikara i. History 6 Tarih geçmişte iskenderiye'de yaşamış bazı münzevilere verilen ad therapeutae i. Mythology 7 Mitoloji geçmişte yaşamış olan iskandinav toplumunun ibadet ettiği bir ilahi güç norse deity i. Pronunciation of geçmişte yaşamış Terim Seçenekleri By Last updated March 4, 2019 Yeni Başlayanlar için İngilizce Konuşma Bir Ömür Sürecek Maceraya Başlamak için 45+ Kalıp Eğlenceli bir maceranın sürüp gitmesini ister misin? Başkaları ile İngilizce konuşma sohbet etme yeni fırsatların kapısını sana aralayabilir. İngilizce sayesinde senle aynı ana dili konuşamayan insanlarla sohbet edebilirsin. Bu, farklı kültürlerde yetişmiş insanlardan farklı fikir ve görüşler duyabilmeni sağlayacak. Hatta ömür boyu sürecek yeni arkadaşlıklar kurabilirsin. Yeni başlayanlar için İngilizce konuşma ilk başta sıkıntılı bir süreç olabilir. Kendini biraz gergin ve heyecanlı hissedeceğinden İngilizce konuşmak maceralı da olacak. Biraz rahatlığından vazgeçip yalnızca ağzını açarak kendini çok başarılı gururlu= ve öğrenmeye daha istekli hissedeceksin. Bunun yanı sıra eğer daha fazla sohbet edebilirsen İngilizceni daha fazla geliştireceksin. Öyleyse haydi başlayalım! Bu seyahatte sana yardımcı olacak – selamlaşmalar, kısa sohbetlerden ve hoşça kal demeye kadar – temel ifadeler ile birlikte ilk konuşmalarından itibaren sana eşlik edecek dostane bir rehber derledik. En sık kullanılan İngilizce kalıpları bulacaksın. Download This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. Download İngilizce Konuşmaya Başlama İnsanlarla İngilizce konuşmaya başlamak için gaza ihtiyacın varsa motivasyon için bunu izle. Aslında, her nazik konuşma, bir selamlama merhaba deme ile başlar. Birini selamlamanın bir çok yolu vardır ve seçimin kiminle konuştuğuna bağlıdır. Bir arkadaşın veya bir tanıdığın bildiğin fakat çok iyi tanımadığın ile gayri resmi, samimi, bir konuşma olabilir. Yahut da bir meslektaşın, öğretmenin, yabancı biri veya devlet memuru ile resmi, daha mesafeli, bir diyalog kurabilirsin. Resmi Olmayan Selamlamalar İngilizce günlük selamlaşmalar ile başlayalım. İşte nasıl merhaba diyebilirsin Hello! Evrensel bir selamlama ki her konuşmada işe yarar. Hi! Merhaba! Nötr ve arkadaşça selamlama Hey! Selam Resmi olmayan ve rahat bir selamlaşma Greetings! Selamlar! Son zamanlarda nadir kullanılan ve oldukça resmi bir selamlamadır fakat arkadaşlar arasında espri olsun diye de kullanılabilir. Resmi Selamlamalar Biriyle selamlaşmanın daha resmi yolu ise “good + [günün saati]” yöntemini kullan Good morning! Günaydın! Öğleden önce herhangi bir saatte kullanılabilir Good afternoon! Tünaydın! Genelde öğlen ile öğleden sonra 5-6 saatleri arasında kullanılır Good evening! İyi akşamlar! Öğleden sonra saat 6’dan itibaren “Good night”ın normalde vedalaşmak anlamına geldiğini unutma! Ayrıca yatmadan tam önce yaygın olarak kullanılır. Tanışmalar Ya konuştuğun kişiyle daha önce hiç tanışmamış olsaydın? Böyle bir durumda, onları selamladıktan sonra kendini tanıtman ve onlara isimlerini sorman kibar bir davranış olur. Peki bunu nasıl yapacaksın, işte cevabı My name is ~. What’s your name? Adınız ne? Bu basit, nötr ve daima işe yarar! Biriyle daha önce tanıştıysan fakat ismini hatırlamıyorsan şunu söyleyebilirsin I’m sorry, I don’t remember your name. You are… ? Affedersiniz, adınızı hatırlamıyorum. Siz …… misiniz ? Bu biraz daha resmi söyleyiş. Birini birisine tanıştırmak istiyorsan basitçe şunu diyebilirsin Please meet +[isim] Lütfen, [isim] ile tanışın. Please meet my friend Tom! Lütfen, arkadaşım Tom ile tanışın! Resmi Tanıştırma This is + [isim] Bu [isim] This is Tom! Bu Tom! Yaygın Tanışma Artık kendini tanıttın, birisiyle tanıştığında nasıl cevap vereceksin Nice to meet you! Tanıştığımıza memnun oldum! En yaygını Pleasure to meet you! Tanıştığımıza memnun oldum! Basit ve nazik It’s a pleasure! Benim için bir zevkti Gayri resmi fakat harika bir kullanım İyi iş! Zaten sohbet ediyorsun! Kısa Sohbetler Yapma Birbirinizi selamladıktan ve isimlerinizi öğrendikten sonra “havadan sudan konuşabileceğin, kısa sohbetler” yapmaya devam edebilirsin. Bu tür kısa sohbetler, İngilizce konuşulan pek çok ülkede , özellikle ABD, Kanada ve İngiltere’de yaygındır. İster kişisel ister iş ile ilgili olsun görüşmenin asıl konusuna geçmeden önce biraz havadan sudan muhabbet etmek kibar bir davranış olarak kabul edilir. Kullanılan en yaygın genel soru “How are you? – Nasılsınız?”dır. Aslında o kadar yaygındır ki insanlar birbirlerini çok az tanısalar bile bunu söylemek neredeyse otomatik hale gelir. “How are you” sıklıkla selamlaşmanın bir parçası olarak sayılır ör”Hi, how are you?” “Selam, Nasılsınız? Bu ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor! Birine nasıl olduğunu sormanın pek çok yolu var How are you? / How are you doing? Nasılsınız? / Nasılsınız? Nötr How’s it going? Nasıl gidiyor? Daha günlük, resmi olmayan bir söyleyiş How are things? Ne haber? Günlük, resmi olmayan bir söyleyiş What’s up? Naber? Çok günlük, gayri resmi bir kullanım Bu soruları sormak ile ilgili ilginç olan şey ise aslında herhangi bir cevap gerekmemesidir. Biriyle çok yakın, samimi, olmadıkça kimse senden gününün nasıl geçtiğini kendilerine tam olarak anlatmanı beklemez. Bunun yerine, basit bir cevap ve bir “how are you” karşılık olarak yeterli I’m well. How are you? İyiyim. Nasılsınız? It’s going well, thank you. How are you doing? İyi gidiyor, teşekkür ederim. Nasılsınız? Fine, thanks. And yourself? İyiyim, teşekkürler. Ya siz? Dikkat edersen insanların iyi olduklarını, iyi gittiğini söylemek için sıklıkla “I’m good – İyiyim” dediklerini duyabilirsin. “I’m good” bu bağlamda dil bilgisi kuralları açısından yanlıştır fakat İngilizce konuşanların sıklıkla yaptığı bazı hatalar gibi çok yaygın bir kullanıma sahip, bu yüzden dikkatli ol! Özellikle tanımadığın insanlarla konuştuğunda ve bir daha karşılaşma ihtimalinin olmadığı durumlarda, kısa sohbet, hoşbeş etmek, konuşmanın temel amacı olabilir. Kısa sohbetleri başarılı bir şekilde kullanmanın pek çok yolu var. Soru Sorma ve Cevaplama Bir sohbet, fikirlerin, soruların ve düşüncelerin karşılıklı değişimidir. Bir sohbeti sürdürebilmenin en iyi yolu, sorular sormaktır. Sorabileceğin iki tür soru vardır kapalı uçlu ve açık uçlu sorular Kapalı uçlu sorulara ayrıca “evet/hayır” soruları da denilmekte çünkü kullanım amaçları, belirli bilgileri onaylamak ya da reddetmek. Örneğin Are you having a good day? Güzel bir gün geçiriyor musun? Did you just get to the office? Ofise yeni mi vardın? Have you seen my email? E-postamı gördün mü? Yukarıdaki örnekleri açık uçlu sorular ile karşılaştır. Bu tür sorular ile bir kişiye detaylı bilgi vermesi için soru sorulur – yani sadece basitçe “evet ya da hayır” demesi yerine daha fazla bilgi vermesini istediğin durumlarda kullanabilirsin. How is your day going? Gününüz nasıl gidiyor? Kısa sohbet için mükemmel bir örnek! When did you arrive at the office? Ofise ne zaman geldin? What do you think about that email I sent? Gönderdiğim e-posta ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Açık uçlu sorular genelde “who – kim” “what – ne” “where – nerede” “when – ne zaman” ve “why – niçin” ile başlar. İngilizce sohbetini daha bilgi verici ve üretken hale getirmek için bunlar önemlidir. Daha fazla örneğe buradan bak. Konuştuğun kişi sana bir soru sorduğu zaman anahtar kelimeler için dinle ve kullanılan fiile dikkat et. Bu, doğru bir dil bilgisi kullanarak cevaplarını oluşturmanda sana yardımcı olacak. Basit tutmak iyi olsa da zor kelimeleri kullanmakta için rahat olsun. Belirli bir soruyu veya kelimeyi anlamadıysan sormaktan da çekinme. Yeni başlayan biri olarak, İngilizce söylenen her şeyi anlama konusunda sorunlar yaşayabilirsin. Bu gayet normal. Unutma, hala öğreniyorsun. Açıklama İsteme İngilizce konuşmakta giderek iyileşiyorsun fakat birden anlamadığını fark ettin. Belki karşındaki kişi çok hızlı konuşuyordur. Belki de alışık olmadığın bir aksana sahiptir. Son söylediğini daha önce hiç duymamış olabilirsin. Birinden açıklama yapmasını veya bir şeyi tekrar etmesini istemek çok normal. Yalnızca kibar olmayı unutma! Eğer bir şeyi anlamadıysan, konuşmanla ilgili bir kelime veya hatta birkaç fikir söyleyelim, diyebilirsin ki I’m sorry, I don’t understand. Could you please repeat that? Ügzünüm, anlamıyorum. Lütfen tekrar edebilir misiniz? I’m sorry, I don’t understand. Could you please explain that? Ügzünüm, anlamıyorum. Lütfen açıklar mısınız? Ya da … Care to elaborate? Açıklayacak/Üzerinde duracak mısınız? “Do you care to elaborate on this? – Bunun üzerinde durmayı düşünüyor musunuz?” sorusunun oldukça gayri resmi, gündelik soruş şeklidir. Herhangi bir şeyi duymadıysan, sadece şöyle söyleyebilirsin I’m sorry, I didn’t hear that. Could you please repeat? Affedersiniz, duymadım. Lütfen, tekrar eder misiniz? I’m sorry, I didn’t catch that. Could you please repeat? Affedersiniz, doğru duyamadım. Lütfen, tekrar eder misiniz? Veyahut da… Say it again, please? Tekrar söyleyin, lütfen? Yardım istemekten utanma. İnsanlar bir şeyi açıklamaktan veya tekrar etmekten genellikle memnuniyet duyarlar. Tekrar ettiklerinde onlara teşekkür etmeyi, lütfen unutma! Sohbeti Bitirme İhtiyacın olan tüm bilgileri karşındaki kişiden aldığını varsayalım. Artık senin için gitme vakti. Belki geç kalıyorsun ve sohbeti kısa tutmak istiyorsun. Neden ne olursa olsun, daha uzun süre karşındaki kişi ile konuşmaya devam edemeyeceğini ona söylemen her zaman iyidir. Duruma göre değişse de bunu yapmanın pek çok yolu vardır. Örneğin, geç kalıyorsan, diyebilirsin ki I have to get going. / It’s time for me to go. Gitmek zorundayım. / Artık benim için gitme vakti. Bu nazik ve nötr bir söyleyiştir. I have to run; can we continue later? Gitmek zorundayım, daha sonra devam edebilir miyiz? Bu oldukça gayri resmi olsa bile aynı zamanda naziktir de. İstediğin tüm bilgileri elde ettiysen Thank you so much for your help! Yardımınız için çok teşekkür ederim! Oldukça yaygın ve yararlı bir ifadedir Got it, thanks! Anladım, teşekkürler! Gayri resmi fakat samimice bir kullanım I think I have everything I need, thank you! Sanırım ihtiyacım olan her şey var, teşekkürler Bu resmi bir söyleyiştir ve sonrasında konuştuğun kişiye teşekkür etmezsen kabalık olarak karşılanabilir, bu yüzden dikkatli kullan. Bir Sohbeti Bitirmek için Kısa Sohbetleri Kullanma Hey, tahmin et bakalım? Kısa sohbetler, bir konuşmanın sonunda da kullanılabilir! Hoşça kal demeden önce, şunun gibi bir şey söylemek gayet kibarca… Have a good day! İyi günler! Bu her durumda işe yarar. Enjoy your day! İyi günler! Bu biraz resmi bir söyleyiş. Good luck! Bol Şanslar! Duruma bağlı olarak eğer karşındaki kişinin ihtiyacı varsa Talk to you soon! Daha sonra/Yakında görüşürüz! Bu nötr bir kullanım ve gerçekten bu kişiyle daha sonra görüşeceğin anlamına gelmez. Great seeing you / Great talking to you! Seni görmek güzeldi / Seninle konuşmak güzeldi! Bu günlük dilde, yaygın bir kullanımdır. Catch you later! Sonra görüşürüz! Bu oldukça gayri resmi ve eğlenceli bir söyleyiş Bundan sonra yapacak tek bir şey kaldı… Hoşça Kal Deme Bu çok kolay. Sadece basit bir “goodbye – hoşça kal veya “bye – güle güle” ile yanlış yapmış sayılmazsın. Vedalaşmanı tamamlamak için bazı kısa sohbet ifadeleri kullanabilirsin. Örneğin Bye! Have a good day! Hoşçakal! İyi günler! Catch you later! Bye-Bye Sonra görüşürüz! Güle güle! Bu rehberin en başında bahsettiğimiz gibi… Good night! İyi geceler! Yeni başlayanlar için İngilizce konuşma gayet basit, değil mi? Artık bir İngilizce konuşma uzmanısın! İngilizce sohbet etme, karmaşık olmak zorunda değil. İlk başta kendini biraz garip ve çekingen hissedebilirsin, fakat bu gayet normal. Eğer hata yapmaktan korkuyorsan bu anlaşılabilir. Fakat hatalar olacak; bu kesinlikle normal. Hata yapmak, öğrenmenin büyük bir parçası. Bu sayede daha iyi olursun. Yalnızca dene. Sadece konuşmaya başla çünkü artık ne söyleyeceğini biliyorsun. Bu gönderiyi beğendiyseniz içimden bir his FluentU'ya bayılacağınızı söylüyor. FluentU, gerçek dünya videolarıyla İngilizce öğrenmenin en iyi yolu. Ücretsiz Kaydol! Türkçe Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince İngilizce Eş anlamlılar Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince ukraynaca Bu örnekler aramanıza bağlı olarak kaba sözcükler içerebilir. Bu örnekler aramanıza bağlı olarak günlük dilden sözcükler içerebilir. "bir insanın hayatı" metninin İngilizce çevirisi a person's life a man's lifea human life life of a person one man's life life of a man life of a human someone's life one life Olaya felsefi olarak yaklaşmak istemiyorum ama bir insanın hayatı alındı, ve birisi bundan sorumlu tutulmalı. I don't want to get all philosophical but a person's life has been taken, and someone has to account for that. Zamanla bu veriler telefonlarımıza kaydediliyor ve bir insanın hayatı hakkında kapsamlı bir tablo oluşturuyor. Over time, this data is getting captured on our phones, and it provides a really rich picture of a person's life. Bu yğzden bir insanın hayatı üzerine bahse girmiş oluyorsun. Prostatın neden bir insanın hayatı boyunca genişlemeye devam ettiğini kimse bilmemektedir. No one knows why the prostate continues to enlarge throughout a man's life. Eğer bir insanın hayatı tehlikedeyse falan. Bu bir kadının hayatı, bir insanın hayatı. Ama bir insanın hayatı söz konusu. Baş ağrısı, iskelet sisteminin genel rahatsızlığı ile birleştiğinde, bir insanın hayatı için önemli bir tehdit oluşturabilir. Headache combined with general discomfort of the skeletal system can pose a significant threat to a person's life. Beyinde ki hücreler bir insanın hayatı boyunca hayatta kalmaktadır. Cells in the brain will stay alive throughout a person's life. Belki de bir insanın hayatı sizin ellerinizde. Eğer depresyon kronikleşirse, bir insanın hayatı için bir tehdit olabilir. If depression becomes chronic, it can be a threat to a person's life. Burada bir insanın hayatı söz konusu. bir insanın hayatı yok edilmiş oldu. Günlük acele, ebedi eğlence, boş zaman ve dinlenme eksikliği, çok sayıda birikmiş vaka - tüm bunlar bir insanın hayatı üzerinde oldukça güçlü bir iz bırakıyor. Daily haste, eternal amusement, lack of free time and rest, a huge amount of accumulated cases - all this leaves a fairly strong imprint on a person's life. Bazı durumlarda, karaciğer hemanjiyomları doğumdan itibaren mevcut olabilir, ancak bir insanın hayatı boyunca herhangi bir noktada da gelişebilirler. In some cases, liver hemangiomas may be present from birth, but they can also develop at any point during a person's life. Bazı belirtiler, bir insanın hayatı için tehlikeli olan hastalıkları, ortaya çıktığında bir genel pratisyene dönmeleri durumunda gösterebilir. Some symptoms may indicate diseases dangerous to a person's life, should they turn to a general practitioner when they occur. Beynin bir insanın hayatı boyunca esnek kalmasına rağmen, beyindeki nöral ağların özellikle çocukluğun ilk üç buçuk yılı boyunca uyarılmaya karşı duyarlı olduğu anlaşılmıştır. It turns out that, although the brain remains plastic throughout a person's life, the neural networks in the brain are especially sensitive to stimulation during the first three and a half years of childhood. Bu nedenle, 30 yıldan sonra bir insanın hayatı belli bir çerçeveye açıkça uymak zorundaymış gibi, kimin ve neden kurulduğu bilinmemektedir. So, as if a person's life after 30 years should be clearly within certain limits, it is not known by whom and what for established. Ama şu ana kadar bildiğimiz tek şey, bir kişinin simya kapısına değeri eşdeğer Ed Alphonse vücut ve ruh için onun kapı ticareti zaman dan bir insanın hayatı var. So far though, the only thing we know that is equivalent in value to a person's alchemical gate is a human life from when Ed traded his gate for Alphonse's body and soul. Ataksi, bir insanın hayatı boyunca bir kaza, ameliyat veya hastalıktan kaynaklanıyorsa, durum stabilize olabilir veya zamanla kötüleşebilir. If ataxia results from an accident, surgery, or illness during a person's life, the condition may stabilize or it may get worse over time. Bu anlam için sonuç bulunamadı. Sonuçlar 192. Birebir 192. Geçen süre 192 ms. Documents Kurumsal çözümler Çekim Eş anlamlılar Yazım denetleme Yardım ve hakkımızda Sözcük dizini 1-300, 301-600, 601-900İfade dizini 1-400, 401-800, 801-1200Sözcük öbeği dizini 1-400, 401-800, 801-1200 Türkçe Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince İngilizce Eş anlamlılar Arapça Almanca İngilizce İspanyolca Fransızca İbranice İtalyanca Japonca Flemenkçe Lehçe Portekizce Rumence Rusça İsveççe Türkçe ukraynaca Çince ukraynaca Bu örnekler aramanıza bağlı olarak kaba sözcükler içerebilir. Bu örnekler aramanıza bağlı olarak günlük dilden sözcükler içerebilir. "kişinin hayatı" metninin İngilizce çevirisi person's lifeone's life one life people's lives person's lifetime life of the person people's life many lives someone's life Endometriyal kalınlıktaki değişiklikler kişinin hayatı boyunca yaygın bir durumdur. Changes in endometrial thickness are common throughout a person's life. İris rengi bir kişinin hayatı boyunca sabit kalabilir. Iris color may not stay constant throughout a person's life. Ama bu tür şeyler kişinin hayatı için hiçbir yaşta öncelik taşımamalıdır. But these should not be the primary focus of one's life at any age. O yüzden, diğer yaşamlara göre kişinin hayatı insan olmak için değildir. Therefore, in the eyes of other lives, one's life is not for being human. Bu durumda kişinin hayatı tehlikeye girebilir. In such a case, the person's life could be in danger. Bir kişinin hayatı üzerinde egemenlik kurma hakkını kendilerinde bulurlar. You feel entitled to exercise dominance over another person's life. Bir kişinin hayatı, geleceği, binlerce seçimin her birine bağlıdır. A person's life, their future, hinges on each of a thousand choices. Üzgünüm evladım, ama bir kişinin hayatı için son Tarikat Kutusunu veremeyiz. I'm sorry, child, but we cannot forfeit the final Box of Orden for one person's life. Uçuş nihayet ayrıldığında birlikte oturmuşlardı ve ortak yolculuklarında konuşmaları sırasında, bu kişinin hayatı bir gecede oldukça değişmişti. They ended up sitting together when the flight finally left, and in the course of their conversation on their shared journey this person's life was quite literally changed over-night. Aslında, koşullara bağlı olarak, bir kişinin hayatı üzerinde önemli bir duygusal etkisi olabilir. In fact, depending on the circumstances, it can have a significant emotional impact on a person's life. Büyüme, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve kişinin hayatı boyunca büyüme devam edebilir. The growth can appear at any age, and it may continue to grow throughout a person's life. Kronik bir hastalıktır; bu yüzden, yıllarca ya da kişinin hayatı boyunca sürebilir ve tedavisi yoktur. It is a chronic disease; thus, it tends to last for years or all of one's life and has no cure. Bu nedenle, kişinin hayatı orada bulunan güvenin ölçüsü ile ölçülür. Because of that, one's life is measured by the measure of confidence that appears there. Bence bu kavramı unutmadan düşünüyorum, Hiçbir kişinin hayatı daha başka daha önemli. I think we are forgetting that concept, no person's life matters more than another. Ağız ülserlerinin bilinen bir tedavisi yoktur ve tipik olarak bir kişinin hayatı boyunca ağızda tekrarlar. Mouth ulcers have no known cure and typically recur in the mouth throughout a person's life. Bedenin yumuşaklığının muhafaza edilmesi Bir savunma sanatı beden ve zihnin kişinin hayatı boyunca sağlıklı kalmasına yardımcı oluyorsa yararlıdır. Maintaining the softness of the body A martial art is useful if it helps the body and mind to remain healthy throughout one's life span. Yine de, kompulsif bağımlılıkların bir kişinin hayatı üzerindeki etkileri, yıkıcı olabilir. Still, the effects compulsive addictions can have on a person's life can be just as devastating. Belirtileri, bir kişinin hayatı boyunca herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir, ancak en sık 45 yaş civarında görülmektedir. Symptoms can appear at any time during a person's life, but they are most commonly reported around the age of 45 years. Sekiz kişinin hayatı bu şekilde kurtuldu. Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir. Bu anlam için sonuç bulunamadı. Sonuçlar 270. Birebir 270. Geçen süre 270 ms. Documents Kurumsal çözümler Çekim Eş anlamlılar Yazım denetleme Yardım ve hakkımızda Sözcük dizini 1-300, 301-600, 601-900İfade dizini 1-400, 401-800, 801-1200Sözcük öbeği dizini 1-400, 401-800, 801-1200

geçmişte yaşamış ve tanınmış bir kişinin ingilizce hayatı