🦓 Uzun Bir Aradan Sonra Eski Sevgiliyle Karşılaşmak
gU0Z55. şöyle oldukça uzun bir süre diyelim. hatta o kişinin artık aklından çıktığı, artık aklının bir köşesini meşgul etmediği döneme adımını atmış ol. eski karşılaşmalarda en azından o kişiyle karşılaşmaya önayak olacak bir durumda parti, eğlence, gezi, vs.. karşılaşabileceğini az çok tahmin edip hazırlıklı oluyorsun. çünkü zaten başka onu görebileceğin, onunla karşılaşabileceğin bir seçenek yok. o da bu durumun farkında, sen de. hatta onun itiraflarına göre sırf seni görebilmek için bile bu organizasyonlara katılmışlığı var. her neyse siktiredin bu ayrıntıları. karşılaşmamız hep o burada olabilir ihtimalleri neticesinde bilinçli olmuştu o güne dek. ama bu sefer öyle birşey vardı ki şeytanın bile aklına gelmeyecek bir senaryo hazırlanmıştı o ve ben için. ne acıklı değil mi? evet ne diyorduk, uzunca bir süre. yarı yılı aşkın, o kişiyi kafanızdan tamamen çıkartıp hayatınıza başkalarını soktuğunuz, onun hayatına da başkalarının girdiğini bildiğiniz bir süre olsun bu. işte böyle piç bir zaman dilimiydi bizimkisi bir pazar günüydü. arkadaşlarla toplanılmıştır, denize gidilecektir. deniz moduna girilmiştir ve herkesler gayet neşeli tavırlar sergilemektedirler. o gün de eski ilkokulumda oy kullanılmaktadır. ben oy kullanmayacağımdan arkadaşlarımı oy kullanmak için getirip okula bırakmıştım. biraz bekledikten sonra diğer bir arkadaşın kimliğinin olmadığını farketmemizle 3-4 kişiyi sırada bırakıp kimliksiz arkadaşla evine kadar gidip kimliği almak üzere yola çıktık. dedim sırayı salmayın, arada sırada bizi arayın nerede kaldınız diye bağırın, geldikmi hemen sizin yanınıza girelim ki millet bizi bilmiş duymuş bize alışmış olsun. o derece de çakal planlar içerisindeyiz yani * 15-20 dakika geçti. biz arkadaşla piçliğin dibine vurmuş aklımıza ne fikirler geldiyse gülerken altımıza sıçıyoruz. müziği açmışız arabada, arabayla da okul binasının giriş kapısına kadar neredeyse girmişim ben. okadar relax rahat bir haldeyim ki sanki hiç bir derdim yok, dünya umrumda değil, kimseyi sikime takmıyorum. * * mutluyum lan herşeyden ötesi. arkadaşla arabadan inip tam sıraya doğru yönelmiştik ki mınakodumunun dünyası durdu, zamanı durdu. şöyle bir saniyelik bir zaman dilimi bana gelmez mi yıllar, asırlar kadar uzak. anlayamadım neden böyle oldu. gözlerimi yavaş yavaş sıraya doğru odaklarken arkası dönük fakat oldukça tanıdık gelen bir fiziki yapı* ile karşılaştım. kendi kendime olmamalı, böyle bir durum yaşanmamalı. kaderin bir şakası, benzetmiş olmalıyım. zaten burada karşılaşmamız istanbulda bir 7 şiddetindeki deprem olma ihtimali kadar uzak olmalıydı diye geçirdim içimden. sonra ben o an onun olup olmaması konusunda istekli ya da isteksiz, ne istediğime karar verememiş bir biçimde yavaş yavaş girişe doğru ilerledim. ilerledim... eski sevdicekin arkasını dönmesiyle zaman bir daha durdu. sanki daha dün görmüşüm onu ve hiç değişmemiş. daha fazla çekimine girmemek için maksimum 1 saniye kısa bir süre belki ama göz göze gelmek için oldukça uzun bir süre kadar ona baktıktan sonra hiç görmemiş gibi yoluma devam ettim. o an şokta olduğumdan kendimi bir an önce kapıdan içeri atıp sıranın en önüne gittim. arkadaş da yanımda, bana hemen gördün mü diye sordu. yok dedim, farketmedim bile. neyi dedi? dedim işte görmedim sorma birşey. abi dedi farketmediğini söylediğine göre benden önce görmüşsün zaten. dedim görmedim kimseyi, tanımıyorum, bilmiyorum hiçbirşey artık. tamam dedi, sakin ol. içerde mal mal durup zaten bir iş yapmayacağımdan dışarı çıkma kararı alıp hızla kapıdan dışarıya yöneldim. bi kere daha göz göze gelmek istemiyordum. kaldıramazdım zaten de, hani birşeylerin canlanıp yeşereceğinden değil sadece gözlerimdeki nefreti görmesin diye, en azından beni eskiden bildiği gibi kalayım diye. o yeni yarattığı benin gözlerinde saklananlardan haberdar olmasın diye... titremeye başlamıştım bile, elim ayağım birbirine dolaştı koşmaya başladım dışarıya ama abartmıyorum tabi böyle hafif tempolu bir şekilde. kader bu ya, az daha tam onun yanında bir yere takılıp düşecektim ki allahtan toparlamıştım durumu. hep böyle mi olur? sonra zaten farkediyorsunuz ki gözü üzerinizde. bir şekilde hissediyorsunuz. ne bileyim lan içgüdüsel mi, eski tecrübelerden midir anlıyorsun işte bir şekilde. bakmamaya çalışıyorsunuz, ama içinizden bir şey şöyle bi doya doya bak, içindeki o susuzluk birazcık da olsa dinsin diyor. engel oluyorsun kendine, diyorsun uzaklaşayım. biniyorsun arabaya direksiyonu öylece tutmuş ne yapacaktım lan diye düşüncelere dalmış bir şekilde buluyorsun kendini. ardından marşa bas, topukla. 3-5 dakika kayboluyorsun ortalıktan. sonra gene bir düşünce, bu sefer kaçtığımı düşünecek, onu görmeye dayanamadığım fikrine varacak diyorsun, geri dönüyorsun bundan dolayı. biraz da olsun şoku üzerinden atmışsın, rahatlamışsın. çaktırmamaya çalışsan da arada sırada gözlerin kayıyor o taraflara, arıyorsun sebepsizce. tabi ortadan kaybolmuş sevdicek, sonra gözleriniz biraz daha arıyor sağda solda, bulamayınca rahatlıyorsunuz. sonra belki bir yerden görüyordur diye salmıyorsunuz hemen kendinizi, hala umursamaz tavırlarla takılıyorsunuz. sanki onu hiç görmemişsiniz gibi... tam kendinizi bırakmışken meğerse ileride arkadalarda bir yerlerde oturmuş izlendiğinizi farkediyorsunuz. arkadaşlarınız geliyor uzaklaşıyorsunuz oradan. arkadaşlarınız neden neşenizin kaybolduğunu, neden durgunlaştığını soruyor. söyleyecek birşeyiniz yok. ölü birisini görmenizin sizde yarattığı etkiyi anlatsanız da anlamayacaktır sizi zaten kimse. sizi aşktan soğutan, sevgiden soğutan, değer verdiğinizde hayatınızın mına koyan, kötü davranıldığında sizi el üstünde tutan birisinin vurdumduymaz, umursamaz, hiç kimseye değer vermeyen, artık sevmekten korkan bir kişiye dönüşmenizde etkisi varsa zaten eskisi gibi de asla hissedemiyorsunuz o kişiye karşı. çünkü o kişinin sizi soktuğu şekilde o kişiye yer yok. duygularınızı tüketen, içinizde az bi miktar da olsa varolan romantizmi öldüren, kadınlara karşı acımasız olmanıza fazlasıyla sebep olmuş bir kişiyse bu karşılaştığınız, hele ki uzun zamandan sonra ve tamamen tesadüfi ise, - sadece o gün, kafanızı kurcalayarak bol bol o karşılaşmayı düşünerek geçer. - ertesi günü siz gene eski sizsinizdir. - hiç birşeyi umursamayan, takmayan, hayatta kimse sikinde olmayan, aşk-meşk-sevgi denilince hiç bir zaman mutlu sona ulaşılamayacağının bilincindeki birisi, tekrar hayata geri dönmüş olur. hoşbulduk ey hayat, kaldığımız yerden nefes almaya devam.
uzun bir aradan sonra eski sevgiliyle karşılaşmak