🦄 Fatır Suresi 41 Ayet Fazileti Cübbeli

EnamSuresinin fazileti, diğer Kur’an ayetlerinden farklı olarak tek seferde nazil olması ile alakalıdır. İbn – i Kesir ve Suyutî başta olmak üzere pek çok alim, surenin bu şekilde nazil olduğu konusunda hemfikirdir. Ayrıca Enam Suresi, Yasin ve Mülk Sureleri ile beraber olarak “Enam – ı Şerif” adını almaktadır. AbdesttenSonra Kadir Suresi Okumanın Faziletleri. Unknown 12:40. Unknown. KAYNAK: CÜBBELİ AHMET HOCA, DUALARIM, SAYFA 47. YouTube. abdestten sonra inna enzelna okumak, okumanın fazileti, abdest aldıktan sonra kadr suresi okumak, kaç kere okumak ne kadar sevap, sevabı, abdest duaları cübbeli, abdest duası. SecdeAyetleri ve Faziletleri. Cuma günü Saffat Suresi. Darda kalan bu Âyet-i kerim ile dua etsin. Mülk suresinin azimeti. Kur'ânı kerim'deki 19 harfli ayetler tesir ve faydaları. Hurufu Mukatta (Anahtar Harfler) Mucizesi. Bir çok Hacet için gümüşe işlenen tılsım. Ilmi artirmak için. Kuranı kerimden uyari! Fatır yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk ayette geçen “el-Melaike” kelimesinden dolayı “Melaike Suresi” diye de anılır. Surede başlıca, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden kainat olayları, öldükten sonra dirilme, Allah’ın nimetleri ve müminle kafir arasındaki fark konu edilmektedir. İSTANBULm ektepler! VE İLİM , T E R B İY E ve SA N 'A T M Ü E S S E S E L E R İ — D O L A Y IS İY L E —. TÜRKİYE. MAARİ F TARİHİ C İL D : 1 -2. Y A ZA N : OSMAN ERGİN İstanbul Vilâyeti Mektupçusu Her hakkı mahfuzdur. 4fazileti sırları havvası budurki. Eğer uzak bir yerden bir nesne veya bir kimseyi getirmeyi murad edersen. 3 gün riyazetli oruç tutup murad ettiğin şeyin niyyetine bu yasini şerifi duası ile beraber 3 kere oku. Asla şüphe etme. Bu mubarek surei yasinin hadimleri hangi nesneye murad etti isen nesneyi alıp getirirler. Tarikat ehli, rabıtayı ayet ve hadise dayandırmaya çalışmaktadır. Onlara göre, " sadıklarla birlikte olun " (Tevbe, 119) gibi ayetler ve " kişi sevdiğiyle beraberdir " (Buharî, Edeb; 96; Muslim, Birr, 165; Tirmizî, Zuhd, 50) gibi hadisler, rabıtanın caiz olduğunu göstermektedir. 1o2bn. Hafıza Gelişir - Sıkıntılar Yok Olur - Nazar'a Karşı Koruyucu Kalkan Olur Beynin hafızası belleği açılır , işler kolaylaşarak yoluna girer , her türlü sıkıntı kalkar ve NAZAR' a koruyucu kalkan oluşur... 87/ Ala Suresi 6. ve 7. Ayeti Kerimesi ve Ya Hafız İsm-i Şerifi وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَى سَنُقْرِؤُكَ فَلَا تَنسَى Ya HAFİZ...Se nukriuke fe lâ nuyessiruke lil ALA 6-8 Meali { Sana OKUtacağızda asla UNUTMAYACAKSIN ve Kolaylaştırarak muvaffak edeceğiz....] Günde 100 okunur.. Kaynak Alıntı Fatır Suresi nedir? Fatır suresi nasıl okunur? Fatır suresi dinle. Fatır suresinin faziletleri nelerdir? Fatır suresi hakkında bilgi. Fatır Suresi nedir? Fatır suresi nasıl okunur? Fatır suresi dinle. Fatır suresinin faziletleri nelerdir? Fatır suresi hakkında bilgi. Sizler için Fatır suresine dair merak edilenleri araştırdık. İşte detaylar... Kur’an-ı Kerîm, Allah’ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır. Kuranı kerimin önemli surelerinden olan Fatir süresinin fazileti ve sırları kendisinde saklı olduğu gibi okunduğunda kişiye manevi armağanlarda verildiğini unutmayalım. Kur’ân, insanların ruhlarını terbiye etmek, kalplerini imanla, akıllarını ilim ve irfanla kemale erdirmek, onlara hakiki hikmet dersini vermek, beşeriyeti hatalı yollardan çevirmek ve hidayet yolunu göstermek üzere inzal olmuştur. Onun için ilk olarak kişi Fatır Suresini okuduğu zaman maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır. Kur’an kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır.. Kur’ân-ı kerîmin birinci sûresi. Fâtiha sûresi Mekke’de nâzil oldu indi. Yedi âyet-i kerîmedir. Kur’ân-ı kerîmin başında olup, okumaya onunla başlandığı için Fâtiha, Kur’ân-ı kerîmdeki mânâların asl olduğundan, Ümmü’l-Kur’ân, hadîs-i şerîfte şifâ olduğu bildirildiğinden Sûretü’ş-Ş âfiye veya Sûretü’ş-Şifâ denilmiştir. Diğer isimleri; el-Esâs, el-Vâfiye, el-Kâfiye, es-Seb-ül-mesânî ve el-Kenz’dir. Sûre, Allahü teâlâya hamd ü senâyı övgü ve şükrü, O’nun sıfatlarını ve mühim bir duâyı içerisinde bulundurmaktadır. Senâullah Dehlevî, Taberî FATIR SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR? “Kötü ameli kendisine şirin gösterilip…” ayetinin 8. ayet nüzul sebebi ile ilgili olarak Cüveybir, Dahhak’tan, o da İbni Abbas’tan naklediyor “Kö­tü ameli kendisine şirin gösterilip de onu güzel gören kimse” ayeti, Peygam­berimiz “Allahım! Dinini Ömer b. Hattab veya Ebû Cehil b. Hişam ile güçlendir.” diye dua ettiği zaman nazil oldu. Allah Ömer’e hidayeti na­sip etti. Ebu Cehil’i saptırdı. 8. ayet bu ikisi hakkında nazil oldu. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları 11/519.] “Allah’ın Kitab’ını okuyanlar…” ayetinin nüzul sebebi ile ilgili olarak Abdülgani b. Said es-Sekafî Tefsir inde İbni Abbas’dan naklettiğine göre “Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar…” mealindeki 29. ayet Husayn b. Haris b. Abdulmuttalib b. Abdi Menaf el-Kuraşî hakkında nazil olmuştur. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları 11/547.] “O bizi lütfuyla içinde ebedî kalacağımız cennete yerleştirdi.” ayetinin 35. ayet nüzul sebebi ile ilgili olarak Beyhakî ve İbni Ebî Hatim’in Abdul­lah b. Ebî Evfâ’dan naklettiklerine göre Bir zat Peygamberimize – Uyku dünyada Allah’ın gözlerimizi aydın kılmak istirahat etmek için verdiği şeylerden biridir. Peki, cennette uyku var mıdır? diye sordu. Peygamberimiz – Hayır, uyku ölümün ortağıdır. Cennette uyku yoktur, diye cevap verdi. Bunun üzerine o zat – Peki, onların istirahatleri nedir? diye sordu. Rasulullah bu soruyu önemsedi ve – Orada yorgunluk yoktur. Bütün durumları rahatlıktır, buyurdu. Bun­dan sonra da “Orada ne bir yorgunluk hissedeceğiz, ne de bize bir bıkkınlık gelecektir.” mealindeki 35. ayeti okudu. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları 11/552.] “Kâfirler kendilerine bir uyarıcı gelirse…” ayetinin 42. ayet nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Ebî Hatim, İbni Ebî Hilâlden naklediyor Kureyşliler, “Allah bizim içimizden bir peygamber gönderseydi, geçmiş üm­metlerden hiçbiri, yaratıcısına karşı bizden daha itaatkâr, peygamberinin sözüne bizden daha çok bağlı, kitabına bizden daha çok sarılmış olmazdı.” dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hak şu ayetleri indirdi “Kâfirler ken­dilerine peygamber gönderilmeden önce şöyle diyorlardı Eğer elimizde geç­miş kavimlere indirilen kitaplardan biri olsaydı, şüphesiz Allah’ın ihlâslı kullarından olurduk.” Saffat, 27/167-168; “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha doğru yolda olurduk, demeyesiniz.” En’am, 6/157; “Müşrikler, kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetler içinde en doğru yolu tutacaklardan biri olacaklarına dair en büyük yeminleriyle yemin ettiler.” Fatır, 35/42. Yahudiler Hristiyanlarla görüşüp bu konuyu açıyorlar ve biz çıkacak bir peygamberi bekliyoruz, diyorlardı. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları 11/569.] FATİR SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki “Fâtır sûresini okumayı âdet haline getiren kimse, cennete dilediği kapısından girmeye hak kazanır.” Yatağına uzandığında Fâtiha ve İhlâs sûrelerini okuduğun zaman, ölüm dışında kalan her şeyden emîn olursun. Hadîs-i şerîf-Mecma-uz-Zevâid Kim Fâtiha’yı ve İhlâs sûresini okursa, sanki o kişi Kur’ân-ı kerîmin üçte birini okumuş gibi sevâb sâhibi olur. Hadîs-i şerîf-Metâlib-ül-Aliyye Fâtiha sûresi her hastalığın şifâsıdır. Hadîs-i şerîf-Dârimî Yedi defâ Fâtiha sûresi okuyup dert ve ağrı olan uzva üflenirse, şifâ hâsıl olur. Âyet-i kerîmenin ve duânın tesir etmesi için okuyanın ve okutanın, ehl-i sünnet îtikâdında olması, haram işlemekten, kul hakkından sakınması, haram yiyip içmemesi ve ka rşılık olarak ücret istememesi şarttır. Ebü’l-Hasen-i Şâzilî Mecmau’l-Beyan tefsirinde Allah Resulü’nden şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir Her kim Fatır suresini okursa, kıyamet gününde cennet kapılarından üç kapı yüzüne açılır ve istediği kapıdan cennete girer. [Tabersi, Mecmau’l-Beyan, c 8, s 624.] Nuru’s-Sakaleyn tefsirinde İmam Sadık’tan şöyle bir rivayet nakledilmiştir Her kim Sebe ve Fatır surelerini gece okursa, Allah onu korur ve destekler ve her kim gündüz okursa ona bir rahatsızlık ulaşmaz ve Allah Teâlâ ona şimdiye dek kalbinden geçirmediği ve arzu etmediği dünya ve ahret hayrını da verir. [Arusi, Hüveyzi, Tefsir-i Nuru’s-Sakaleyn, 1415, c 4, s 345.] * Bu mübarek sureyi okuyan kimse, mahlukat tarafından sevilir. * Her gün okunursa, şeytan şerrinden korunur, ömrü de bereketli olur. * Her kim bu sureyi yazıp da binek aracına koyarsa, hırsızlara ve diğer tehlikelere karşı korunur. * İşlerinde bolluk ve bereket ve bol kazanç sağlamak isteyen kişi, dört yeni ve temiz pamuklu kumaş parçasına yazılan Fatır suresinin 29-30. ayetlerini kendi üzerinde veya iş yerinde bulundurmalıdır. Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Hamd gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı olmak üzere elçiler yapan Allah'a mahsustur. Yaratmada dilediği kadar fazlalaştırır. Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir. 2. Allah'ın insanlar için açacağı herhangi bir rahmeti tutacak yoktur. O'nun tuttuğunu O'ndan sonra salıverecek de yoktur. O Azîz'dir, hikmet sahibidir. 3. Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki bunca nimetini hatırlayın; Allah'tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mıdır? O'ndan başka ilâh yoktur. O halde nasıl oluyor da aldatılıp döndürülüyorsunuz? 4. Resulüm! Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önce de nice peygamberler yalanlanmıştı. Bütün işler ancak Allah'a döndürülür. 5. Ey insanlar! Şüphe yok ki, Allah'ın hesap günü hakkındaki vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da Allah'ın affına güvendirerek sizi aldatmasın. 6. Şeytan şüphesiz ki sizin amansız bir düşmanınızdır, siz de onu düşman tutun. O kendi taraftarlarını çılgın alevli cehennem halkından olmaya çağırır. 7. O kâfir olanlara, evet onlara çok şiddetli bir azap vardır. İman edip sâlih ameller işleyenlere de mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. 8. Kötülükleri kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer mi? Şüphesiz ki Allah dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. O halde nefsin onlar hakkında bir takım üzüntülere dalarak yıpranmasın. Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilendir. 9. Rüzgârları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir. 10. Kim izzet ve şeref istiyorsa, bilsin ki izzet ve şeref bütünüyle Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, onu da sâlih amel yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çok şiddetli bir azap vardır ve onların kurdukları tuzaklar da mutlaka boşa çıkacaktır. 11. Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yarattı. Sonra sizi çift çift yaptı. O'nun bilgisi olmadan hiçbir dişi hamile kalamaz ve doğuramaz. Ömrü uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması kitapta Levh-i mahfuz'da yazılmıştır. Şüphesiz ki bu da Allah'a göre çok kolaydır. 12. İki deniz birbirine eşit olmaz. Şu çok tatlıdır. Susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da çok tuzludur, acıdır boğazı yakar. Hepsinden de taze et balık yersiniz. Takmakta olduğunuz süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasibinizi arayıp şükretmeniz için gemilerin denizi yarıp gittiğini görürsün. 13. Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve ay'ı buyruğu altına almıştır. Her biri belirli bir süreye kadar hareketine devam eder. İşte bu, Rabbiniz Allah'tır. Hükümranlık O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değildirler. 14. Onları çağırırsanız, çağrınızı işitmezler. Faraza işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde de şirk koşmanızı inkâr ederler. Her şeyden haberdar olan Allah gibi sana hiç kimse haber veremez. 15. Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise her şeyden müstağnidir, her hamde lâyıktır. 16. Dilerse sizi yok eder ve yepyeni bir nesil getirir. 17. Bu Allah'a göre güç değildir. 18. Hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenemez. Günah yükü ağır olan bir kimse onu taşımak üzere birini çağırsa, yakını dahi olsa, onun yükünden bir şey yükletilmez. Sen ancak görmediği halde Rabbinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenirse, o ancak kendi menfaati için temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır. 19. Körle gören bir değildir. 20. Karanlıklarla aydınlık bir değildir. 21. Gölge ile hararet bir değildir. 22. Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediği kimseye işittirir. Sen kabirlerde olanlara işittiremezsin. 23. Resulüm! Sen ancak bir uyarıcısın. 24. Biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı peygamber gelip geçmiştir. 25. Şayet seni yalanlarlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Peygamberleri onlara açık delillerle, sayfalarla ve nurlu bir kitap ile gelmişlerdi. 26. Sonra ben o kâfirleri yakaladım. Benim intikamım nasıl oldu? 27. Görmez misin ki, Allah gökten su indirdi. Biz o su ile renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan geçen beyaz, kırmızı, çeşit çeşit renklerde ve simsiyah yollar yaptık. 28. İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkli olanlar vardır. Kulları içinde Allah'tan en çok korkanlar âlimlerdir. Şüphesiz ki Allah Azîz'dir, çok bağışlayıcıdır. 29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfedenler aslâ tükenmeyecek bir kazanç umabilirler. 30. Çünkü Allah, onların mükâfatını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir. 31. Resulüm! Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekileri tasdik edici olarak gelen gerçektir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır, görendir. 32. Sonra biz o Kitab'ı kullarımızdan beğenip seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan kimi nefsine zulmedendir. Kimi mutedildir Orta yoldadır. Onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayır yarışlarında öncü olanlardır. İşte bu, büyük bir fazl-u keremin tâ kendisidir. 33. Adn cennetleri... Oraya girerler... Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Elbiseleri de ipektendir. 34. Derler ki "Bizden üzüntüyü gideren Allah'a hamdolsun. Rabbimiz bağışlayandır, çok lütufkârdır. 35. Bizi lütfuyla ebedî kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz ve orada bize usanç da gelmez. 36. İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler, kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. Biz her nankörü işte böyle cezalandırırız. 37. Onlar orada "Ey Rabbimiz! Bizi çıkar da, yapageldiklerimizden farklı olarak sâlih amel işleyelim!" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz "Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. Fakat inanmadınız. Artık azabı tadınız! Zâlimlerin yardımcısı yoktur." 38. Şüphesiz ki Allah göklerin ve yerin gaybını bilendir. Şüphesiz ki O göğüslerin özünü bilendir. 39. Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Kim inkâr ederse, küfrü kendi aleyhinedir. Kâfirlerin küfürleri Rableri katında ancak onlara gazabı artırır. Kâfirlerin küfürleri onlara hüsrandan başka bir şeyi artırmaz. 40. De ki "Allah'ı bırakıp da taptığınız ilâhlarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yeryüzünden hangi şeyi yaratmışlardır? Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa biz onlara bir kitap verdik de, ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Hayır! O zâlimler birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar." 41. Şüphesiz ki Allah gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor. Andolsun ki eğer nizamları bir bozulacak olursa, onları kendinden başka kim tutabilir? Gerçekten O Halîm'dir, çok bağışlayıcıdır. 42. Kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse, herhangi bir ümmetten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle yemin etmişlerdi. Fakat onlara bir uyarıcı gelince, uzaklaşmalarından başka bir şeylerini artırmadı. 43. Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötü tuzak kurarak. Halbuki kötü tuzak ancak sahibine dolanır. Artık onlar öncekilerin sünnetinden onlara uygulanandan başkasını mı gözetliyorlar? Sen Allah'ın sünnetinde aslâ bir değişiklik bulamazsın ve sen Allah'ın sünnetinde aslâ bir sapma da bulamazsın. 44. Onlar kendilerinden öncekilerin âkibetlerinin nasıl olduğunu görmek için yeryüzünde hiç gezip dolaşmadılar mı? Halbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde ne de yerde Allah'ı âciz bırakacak bir güç yoktur. O, her şeyi bilir ve çok güçlüdür. 45. Eğer Allah, insanları kazandıkları sebebiyle hemen hesaba çekseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir zamana kadar geciktirir. Süreleri gelince, artık şüphesiz ki Allah kullarını görmektedir. Fatır Suresi hakkında bilgi Sure adını, birinci ayette geçen "Fâtır" kelimesinden alır. Fatır, Allah'ın sıfatlarından olup "ilk olarak yaratan" anlamına gelir. Bu sure "Melâike suresi" diye de anılır. Fâtır, hamd ile başlayan beş sureden biridir. 45 ayettir. Mekke'de, Furkân Sûresinden sonra inmiştir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 35., iniş tarihine göre ise 42. suredir. Fâtır'ın hemen hemen tamamı, Allah'ın eşsiz yaratıcılığını ve yeniden diriltici gücünü ve aynı zamanda iradesini peygamberleri aracılığıyla izhar etmesini konu almaktadır. Surenin temel konuları Tevhidin önemi, Allah'ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren deliller, Müşriklerin inançları, Allah'ı inkâr edenlerin karşılaşacakları durumlar, İnsanın yaratılışındaki hikmetler, Tabiatla ilgili bazı yasalar, Cennet ve cehennem tasvirleri. Surenin temel mesajları Allah'tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed, insanlar için bir müjdeci ve uyarıcıdır. Hz. Muhammed'e indirilen Kur'an, önceki kitapları tasdik eder. Allah, sonsuz yaratma gücüne sahiptir. O, istediğini istediği şekilde yaratır ve rızık verir. Evrende işleyen ilahî bir yasa vardır. Tabiat olayları bu yasalar çerçevesinde cereyan eder. Tatlı ve tuzlu suların birbirine karışmaması, ayın ve güneşin hareketleri buna örnektir. İnsan, bunlardan ibret alıp Allah'a inanmalıdır. Allah'ın yasalarında değişme olmaz. Allah'ın takdir ettiğine hiç kimse engel olamaz. Melekleri, putları veya diğer bir takım varlıkları tanrı edinmek küfürdür. Onlara tapınmanın yararı yoktur. Kıyamette de bir yararları olmayacak ve kendileriyle ilgili inançları reddedeceklerdir. İnsanlar genellikle peygamberleri yalanlamışlardır. Dünya hayatına aldanmamak gerekir. Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Şeytan insanın düşmanıdır. Şeytana karşı uyanık olmak gerekir. İnkarcılar için şiddetli bir azap vardır. Kötü işleri kendilerine süslü gösterilen inkarcılar için üzülmemek gerekir. Geçmişte de böyle olmuş, onlar cezalarını bulmuştur. Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir. Görenle görmeyen, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcaklık, diri ile ölü nasıl bir olmazsa, inananla inanmayan da bir olmaz. Allah, her ikisinin hak ettiğini mutlaka verecektir. Ancak Allah'tan korkan ve namaz kılanlar öğüt kabul eder. Allah'tan gereği gibi korkanlar alimlerdir. Rüzgar ve bulutlarla yağmur yağdırıp ölü toprağı dirilten Allah, ölüleri de diriltecektir. Herkes Allah'a muhtaçtır, fakat o hiçbir şeye muhtaç değildir. Herkes kendi yaptığından sorumludur. Kimse kimsenin günahını çekmez, çekemez. Kur'an'ı okuyanlar, namazlarını kılanlar ve Allah yolunda harcamada bulunanlar için büyük kazanç vardır. Allah onları nimet dolu cennetlere koyacaktır. İnkârcı nankörleri ise, azabının hafiflemeyeceği, ölümün de bulunmadığı cehenneme atacak; onların oradaki pişmanlık yakarışları da fayda etmeyecektir. Allah'a verilen sözde durmak gerekir. Kibirden ve kötülüklerden uzaklaşılmalıdır. Geçmişte niceleri, inkâra ve kötülüklere bulaştıkları için Allah'ın gazabına uğramışlardır. Bunlardan ibret almak gerekir. Allah, kötülüğe sapan toplumu yok edip onun yerine başka bir toplumu var eder. Allah, insanları yaptıkları yüzünden hemen cezalandırmaz; onlara tevbe etmeleri için fırsat tanır. Zira böyle yapmayıp derhal cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. 1. Hâ Mîm. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bu Kur’ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Bu, Arapça bir Kur’an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık onlar gerçeği işitmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Onlar Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda anlaşmamıza engel bir de perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ey Muhammed! De ki Ben sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık hep O’na yönelin ve O’ndan bağışlanma dileyin. Vay O’na ortak koşanların haline! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Onlar, zekatı vermezler, ahireti de inkâr ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Şüphesiz ki, iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. De ki Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız? Bir de O’na eşler koşuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin.» dedi. Her ikisi de İsteyerek geldik» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse de ki Ben sizi Âd ve Semud’un başına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Onlara Allah’tan başkasına kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman Eğer Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeylere inanmayız.» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Âd kavmine gelince onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar ve Bizden daha kuvvetli kim vardır?» dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah’ın kendilerinden daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardım da edilmeyecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Semûd kavmine gelince, biz onlara doğru yolu gösterdik. Fakat onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Bunun üzerine kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. O gün Allah’ın düşmanları cehennem ateşine sürülmek üzere hep bir araya toplanırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Onlar derilerine Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?» derler. Derileri de Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu, sizi ilk defa yaratan O’dur ve siz yine O’na döndürülüyorsunuz» derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan bir çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi helak etti de zarara uğrayanlardan oldunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Şimdi eğer dayanabilirlerse onların yeri ateştir. Yok eğer hoşnutluğa dönmek isterlerse bile artık onlar hoşnut edileceklerden değildirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini güzel gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip, geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki, azab sözü onlar için de hak oldu. Doğrusu onların hepsi de kendilerine yazık etmişlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. İnkâr edenler Bu Kur’ânı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Biz mutlaka inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız. Ve onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. İşte Allah’ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezası olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. İnkâr edenler Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi doğru yoldan saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım, böylece cehennemin en altında kalanlardan olsunlar.» diyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Rabbimiz Allah’tır» deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve Ben gerçekten müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Hem iyilik de bir değildir, kötülük de. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah’ın kudretinin delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer sadece Allah’a kulluk yapmak istiyorsanız, onları yaratan Allah’a secde edin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Eğer onlar büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O’nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah’ın kudretinin delillerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir. Doğrusu O’nun her şeye gücü yeter. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar bize gizli kalmazlar. O halde ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı? İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla görür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Kur’ân kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler, mutlaka cezalarını çekeceklerdir. O gerçekten çok değerli bir kitaptır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Ona ne önünden, ne de ardından batıl gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberlere söylenenden başka bir şey söylenmiyor. Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur’ân yapsaydık onlar mutlaka Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur’ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar da duymuyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Andolsun ki biz Musa’ya Tevrat’ı vermiştik de onda ihtilafa düşmüşlerdi. Eğer Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka aralarında hüküm verilirdi. Gerçekten onlar Kur’ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Her kim iyi bir iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur. Kim de bir kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur. Rabbin kullara zulmedecek değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah’a havale edilir. Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Allah onlara Bana koştuğunuz ortaklarım nerede?» diye seslendiği gün, onlar Senin ortağın olduğuna dair bizden hiçbir şahit olmadığını sana arz ederiz.» derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Önceden tapmakta oldukları şeyler, kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur. Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Andolsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak, O Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O’nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır» der. Biz o inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz ve onlara ağır bir azap tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Ey Muhammed! De ki Ne dersiniz? O Kur’ân Allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak’tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki, Kur’ân’ın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Senin Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. İyi bilin ki onlar Rablerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler, yine iyi bilin ki, Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiŞüphesiz Allah, yörüngelerinden sapmamaları için gökleri ve yeri tutar. Eğer onlar sapacak olsalar O'ndan başka onları hiç kimse tutamaz. Şüphesiz O, son derece yumuşak davranır; Okuyan Kur’an Meal-TefsirŞüphesiz ki göklerin ve yerin yok olmasını engelleyen Allah'tır. Yok olurlarsa, O'ndan sonra Allah'tan başka kimse onları sistemlerinde tutamaz.*Şüphesiz ki O hoşgörülüdür, çok Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiALLAH, gökleri ve yeri kaos içine girmekten alıkoymaktadır. Kaosa girseler O'ndan başka kim onu engelleyebilir? O Şefkatlidir, ve yeri koyduğu yasalarla yok olmaktan koruyan Allah'tır. Ant olsun ki eğer onlar yok olurlarsa, o ikisini O'ndan başka tutacak yoktur. Kuşkusuz O, Çok Şefkatli'dir. Çok Bağışlayıcı' Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiDağılmasın diye gökleri ve yeri tutan Allah'tır. Onlar dağılacak olsa onları Allah'tan başka kimse tutamaz. O yumuşak davranır, çok Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekAslında, Allah, sapmamaları için gökleri ve yeryüzünü tutuyor. Eğer saparlarsa, O'ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Kuşkusuz, O, Hoşgörülüdür; Sınırsız İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anŞu açık ki, yok olurlar diye gökleri yeri yörüngede tutan sadece Allah'tır; eğer yörüngeden sapmalarına izin verirse, bunun ardından hiçbir güç onları tutamaz ne var ki O cezalandırmada hiç acele etmeyendir, eşsiz bir Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiAllah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye tutuyor. Yemin olsun, eğer çöküp giderlerse, O'ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Halim'dir O, Gafur' Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıAllah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye her an kudreti altında tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim'dir, sadeleştirilmiş Doğrusu gökleri ve yeri, yok oluvermelerinden Allah tutuyor. Andolsun ki, eğer yok oluverseler, O'ndan başka kimse tutamaz onları. O, gerçekten çok halim, çok Esed Kur'an MesajıGerçek şu ki, semavi varlıkları ve yeri yörüngelerinden sapmamaları için tutan yalnızca Allah'tır. Bir kere sapınca da, O'nun müdahale etmemesi halinde başka hiçbir güç onları tutamaz. Fakat Allah halimdir, çok bağışlayıcıdır!Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiŞüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye kurduğu düzende tutuyor. Andolsun, eğer onlar yörüngelerinden sapıp yok olur giderlerse, O'ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir, çok Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiDoğrusu Gökleri ve Yeri zeval buluvermelerinden Allah tutuyor, celalim hakkı için zeval buluverirlerse onları ondan başka kimse tutamaz, o cidden halim bir gafur bulunuyorSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiAllah yıkılmamaları için gökleri ve yeri tutmaktadır. Andolsun, gökler ve yer yıkılsa, onları, Kendisinden başka hiç kimse tutamaz. Şüphesiz O, halimdir, çok Tanrı, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye her an kudreti altında tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, halimdir, Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimŞübhesiz ki Allah gökleri ve yeri zeval bulmalarından korumak için bizzat tutmakdadır. Eğer onlar zeval bulurlarsa andolsun ki, ondan sonra kimse bunları tutamaz. Hakıykaten o Allah ukuubetde aceleci değildir. Çok ki zail olmasınlar diye gökleri ve yeri tutan Allah'tır. Eğer zail olurlarsa, andolsun ki; bundan sonra onları kimse tutamaz. Şüphesiz ki O; Halim, Gafur Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıYok olmaması için gökleri ve yeri Allah tutar. Göklerin ve yerin sonu gelirse, O'ndan başka kimse tutmaz. Allah, şefkatle muamele eder ve Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiGerçek şu ki Gökleri ve yeri yok olmaktan koruyan, Yüce Allah'tır. Şayet onlar yıkılacak olursa onları Allah'tan başka kimse tutamaz. Doğrusu O halimdir, gafurdur müsamahalıdır, cezalandırmada aceleci değildir, çok affedicidir.Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüMuhakkak ki Allah, semaları ve arzı, işlevlerini yitirmemeleri için ayakta tutuyor! Andolsun ki eğer işlevlerini yitirseler O'ndan sonra hiç kimse onları ayakta tutamaz... Muhakkak ki O, Haliym'dir, Ğafur' Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiALLAH, gökleri ve yeri kaos içine girmekten alıkoymaktadır. Kaosa girseler O'ndan başka kim onu engelleyebilir? O Şefkatlidir, Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anGökleri ve yeri koyduğu yasalarla yok olmaktan koruyan Allah'tır. Ant olsun ki eğer onlar yok olurlarsa, o ikisini O'ndan başka tutacak yoktur. Kuşkusuz O, Çok Şefkatli'dir, Çok Bağışlayıcı' Khalifa The Final TestamentGOD is the One who holds the heavens and the earth, lest they vanish. If anyone else is to hold them, they will most certainly vanish. He is Clement, Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationGod is the One who holds the heavens and the earth, lest they cease to exist. And they would certainly cease to exist if anyone else were to hold them after Him. He is Compassionate, Quran A Reformist TranslationGod is the One who holds the heavens and the earth, lest they cease to exist. They would certainly cease to exist if anyone else were to hold them after Him. He is Forbearing, Forgiving.

fatır suresi 41 ayet fazileti cübbeli