🫏 Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Af Varmı
nezaretvazifesini kasten yapmaması neticesinde adam öldürmenin faili sayı-lacağı tabiidir.“ demektedir. 20 Dönmezer’e göre, kasten adam öldürme cürümünün birtakım ih-maller gösterilmek suretiyle işlenmesi mümkündür. Buna, demiryolu hat bekçisinin yol üzerine düşmüş ve gidiş-gelişi önleyen bir engeli, ge-
Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Mahkeme heyeti, Dağkoçak’a “yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten adam öldürmek” suçundan müebbet, diğer polis memuruna karşı “öldürmeye teşebbüs”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “hakaret” suçlarından da 16 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası
Kategoriler MANŞET Etiketler /İçtima/İştirak, adam öldürmeye teşebbüs zamanaşımı, adam öldürmeye teşebbüs zamanaşımı süresi, ceza hukuku teşebbüs pratik, cinayete teşebbüs af varmı, cinayete teşebbüs cezası, cinayete tesebbus cezasi nedir, cinayete teşebbüs maddesi, cinayete teşebbüs ne demek, cinayete teşebbüs
İHA - Edinilen bilgiye göre, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü, Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğince yapılan çalışmalarda, 14 Haziran 2018 yılında Efeler Mahallesi Devekıran Caddesi’nde meydana gelen kesici aletle Kasten Öldürmeye Teşebbüs olayı ile alakalı olayın şüphelileri tespit edildi.
Gazeteci Can Dündar'a, İstanbul Adalet Sarayı önünde silahlı saldırı düzenleyen ve muhabir Yağız Şenkal'ın bacağından yaralanmasına neden olan Murat Şahin'in de aralarında bulunduğu 3 sanığın yargılandığı davada 28. Asliye Ceza Mahkemesi, eylemin kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında tartışılması
Dolasıyla suç tanımının başta kasten adam öldürmeye tam teşebbüs olması gerekirdi" dedi. Ankara’nın Çubuk ilçesinde 2019 yılında katıldığı şehit cenazesi sırasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik linç girişimine ilişkin açılan davanın altıncı duruşması Çubuk 2. Asliye
Karaman’da kasten öldürmeye teşebbüsten aranan şahıs tutuklandı. Karaman’da kasten adam öldürmeye teşebbüsten aranan şahıs jandarmanın düzenlediği operasyonla yakalandı. Şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sorumluluk bölgesinde aranan şahıslara yönelik geniş çaplı çalışma başlattı
a ) 5237 sayılı TCY’nın 36. maddesi uyarınca gönüllü vazgeçme koşulları oluştuğundan, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçu yerine, o ana kadar icra ettiği eylemlerin karşılığı olup tamamlanan silahla kasten yaralama suçundan mağdurdaki yaraların yerlerine ve niteliklerine göre 5237 sayılı TCK’nun 61
Süleyman Ünal hakkında, 2 kez 'kasten insan öldürme', 4 kez de 'kasten öldürmeye teşebbüs', diğer sanıklar hakkında da çeşitli suçlamalarla Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın karar duruşması dün yapıldı.
IPoc. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Yargıtay Kararı 116 11 Aralık 2021, Cumartesi 1. Ceza Dairesi 2021/8149 E. , 2021/12814 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR Kasten öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜMLER 1-Antalya Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarih ve 2017/354 esas, 2019/52 sayılı kararı ile; Sanık ... hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan CMK.’nin 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, Sanık ... hakkında; a-Yardım eden sıfatıyla kasten öldürme suçundan TCK.’nin 81/1, 39, 53. maddeleri uyarınca 13 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, b-Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan CMK.’nin 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, Sanık ... hakkında; a-Yardım eden sıfatıyla kasten öldürme suçundan TCK.’nin 81/1, 39, 53. maddeleri uyarınca 13 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, b-Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan CMK.’nin 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, 2- Bu hükümlerin istinafı üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 13/05/2019 gün ve 2019/1205 esas, 2019/1658 sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, 3- Bu kararların temyizi üzerine Yargıtay Dairemizin 19/10/2020 tarih 2020/1949 esas ve 2020/2385 sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak, dava dosyasının Antalya Ceza Mahkemesine gönderildiği, 4- Antalya Ceza Mahkemesinin 08/02/2021 tarih ve 2021/1 esas, 2021/44 sayılı kararı ile; Sanık ... hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.’nin 109/2-3-b, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla, Sanık ... hakkında; a-Kasten öldürme suçundan TCK.’nin 81/1, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla, b-Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.’nin 109/2-3-b, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla, Sanık ... hakkında; a-Yardım eden sıfatıyla kasten öldürme suçundan TCK.’nin 81/1, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla, b-Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.’nin 109/2-3-b, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına dair kararı. TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümlerin incelenmesinde; Gereği görüşülüp düşünüldü Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.’nin 299. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle; Sanık ... müdafii tarafından 12/02/2021 tarihinde süre tutum dilekçesi verilerek temyiz iradesi açıklanmış ise de, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2021 tarih ve 2021/1 esas, 2021/44 sayılı gerekçeli kararın müdafiye 24/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafii tarafından CMK.’nın 295/1. maddesinde belirtilen yasal süresinden sonra 08/03/2021 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesi verildiği anlaşılmakla, süre tutum dilekçesi temyiz sebeplerini içermediğinden, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin aynı Kanunun 294. ve 298. maddeleri uyarınca REDDİNE karar verilmiştir. Sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde; Sanıklar ..., ... hakkında maktul ...’a yönelik kasten öldürme suçlarından TCK.’nin 81/1, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı müebbet hapis cezasıyla, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından TCK.’nin 109/2-3-b, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 3 yıl hapis cezasıyla, sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.’nin 109/2-3-b, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin, bozma üzerine kurulan Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2021 tarih ve 2021/1 esas, 2021/44 sayılı kararında bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan; sanık ... sübuta, suç niteliğine, sanık ... sübuta, cezadan takdire bağlı indirim yapılmasına, katılanlar vekilinin suç niteliğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 1- Sanıklar ..., ... hakkında maktul ...’a yönelik kasten öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince, isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde ise; Sanıklar hakkında TCK.’nin 109/2. maddesi uyarınca tayin edilen 2 yıl hapis cezalarının 109/3-b maddesi uyarınca bir kat artırılması gerekirken, yasa maddesinde yazılı olmayan şekilde ½ artırım yapılmak suretiyle eksik cezalara hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş olup; katılanlar vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak 5271 sayılı CMK.’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Dosyanın, tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/2. maddesi gereğince “Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/09/2021 gününde oy birliği ile karar verildi. Kasten Öldürme Suçu Ve Cezası Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Ve Cezası Kasten Silahla Yaralama Suçu Ve Cezası Kasten İnsan Öldürme Suçunun Şartları Nelerdir? Kasten İnsan Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir? Ceza Hukuku Kapsamındaki TCK’da Düzenlenen Suçlar ve Türk Ceza Kanununun Konusunu Teşkil Eden Ceza Davaları Hakkında Daha Detaylı Bilgi Almak İçin İletişime Geçebilirsiniz.
Adam öldürmeye teşebbüse 9 yıl 7 ay hapis cezası SAMSUN'da geçen Nisan ayında Murat Yeşilyurt’u yaralamaktan yargılanan Abdullah Eş, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan 9 yıl 7 ay hapis cezasına mahkum geçen Nisan ayında İlkadım İlçesi Ağabali Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre 20 yaşındaki Abdullah Eş, aralarında eski husumet olan Murat Yeşilyurt ile yolda karşılaştı. Ardından da üzerinde bulunan ruhsatsız tabanca ile Yeşilyurt’u belinden ve elinden yaraladı. Ambulansla Gazi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Yeşilyurt tedavi edildikten sonra taburcu ilgili soruşturma başlatan polis Abdullah Eş ve olayı azmettirdiği öne sürülen Mikail Y.’yi yakaladı. Emniyetteki ifadelerinin ardından Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Abdullah Eş tutuklandı, Mikail Y. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklu olarak yargılanan Abdullah Eş ve başka bir suçtan tutuklu olan ve bu davada suça azmettirmekten yargılanan Mikail Y., bugünkü karar duruşmasına Kastamonu ve İnebolu Cezaevlerinden SEGBİS sistemiyle katıldı. Olayın mağduru Murat Yeşilyurt ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyetine ifade veren tutuklu sanık Abdullah Eş, “Ben Murat Yeşilyurt’u öldürmek istemedim. Aramızda bir metre mesafe vardı. Biran paniğe kapılıp arkamı dönüp kaçarken ateş ettim. Tahliyemi istiyorum" bir suçtan dolayı tutuklu bulunan ancak bu suçtan tutuksuz yargılanan Mikail Y. ise “Ben suçsuzum. Kimseyi azmettirmedim. Bu olaydan haberim bile yok” diye konuştu. Mahkeme heyeti ifadelerin ardından Abdullah Eş’e kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan 8 yıl 4 ay, 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefetten 1 yıl 3 ay hapis cezası verip tutukluluk halinin devamına karar verdi. Azmettirmekten yargılanan Mikail Y. ise beraat
Bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânının olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır. 15 Temmuz 2014 Salı 1411 YARGITAY Ceza Genel Kurulu E 2013/1-716 K2013/627 T Kasten Öldürmeye Teşebbüs Kasten Yaralama Suç Vasfı Kastın Belirlenmesi Özet Bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânının olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır. 5237 s. TCK m. 21/1, 35, 81, 86 Kasten öldürme suçuna teşebbüsten sanık Hasan'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 81, 35/2, 29, 62, 53 ve 54. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve tutukluluk halinin devamına ilişkin, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince verilen gün ve 215 - 301 sayılı hükmün, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince gün ve 2553 - 6939 sayı ile; "...Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık Hasan ile kardeşinin eşi mağdure Nafiye 'nin ahıra eşya koyma meselesi yüzünden tartıştıkları, mağdurun sanığa hakaret etmesi üzerine sanığın, bıçakla, mağdurun sol batın, baş, sol omuz, sol kol ve boyun bölgesine toplam 5 darbe vurduğu, batına nafiz bir adet yaralanmanın herhangi bir iç organ veya damar yaralanması meydana getirmeksizin yaşamsal tehlikeye neden olduğu, diğer yaraların ise basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu olayda; Sanıkla mağdur arasında öldürmeyi gerektirir herhangi bir husumetin bulunmaması, mağdurdaki yaralardan yalnızca birinin iç organ ve damar harabiyeti meydana getirmeksizin yaşamsal tehlikeye yol açıp diğerlerinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması, sanığın yaralı halde kaçan mağduru yakalayıp eylemine devam etme imkanı varken devam etmemiş olduğunun anlaşılması karşısında eylemin kasten yaralama olarak nitelendirilmesi ve 5237 sayılı 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı göz önünde bulundurulup alt sınırdan ayrılarak ceza verilmesi gerekirken yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkeme ise gün ve 368 - 433 sayı ile; "Olay tarihinden önce katılan Nafiye ve eşi ile sanık arasında hayvan konulacak yer ile ilgili anlaşmazlık olması, bu anlaşmazlığın sanık ve katılanın içinde bulunduğu sosyal çevre açısından husumet aşamasında olmasa da husumet başlangıç nedeni olabileceği, olay tarihinde bu nedenden dolayı katılan Nafiye'nin kayınpederi olan tanık Rafet'e ahıra eşya koymamalarını söylemesi, bundan sonra sanığın oraya gelerek hayvan konulacak yer ile ilgili bu konuda münakaşa ettikten ve sanığın aksi sabit olmayan bu nedenle kabul gören katılanın kendisine küfürlü konuşmasından sonra kesici, delici ve öldürücü özelliği olan bıçakla katılana saldırması, katılanın adli raporlarda belirtildiği şekilde öldürücü bölgelerini hedef alması, saçlı deride, boyunda, omuz arkasında, karın sol yanda batına nafiz olacak şekilde, sol kolda yaralanmaya neden olması, karın bölgesindeki yaralanmanın batına nafiz olması, bu yaranın tek başına katılanın yaşamını tehlikeye sokması, vücuttaki diğer bıçak darbe sayısı ve bu bıçak darbelerinin vücudun ölümcül bölgesinde olan baş, boyun ve omuz kısımlarında yer alması ve katılanın acil operasyona alınarak kurtarılması, katılanın can havli ile yaklaşık 100-150 metre koşması, olay yerinden kaçması, kaçtıktan sonra bayılması, yine sanığın suç kastını ortaya koyan sorgudaki savunmasında bıçağı kaç defa salladığımı bilmiyorum, yengemin neresine isabet ettiğini bilmiyorum, bıçak elimde iken gözüm kapalıydı, gözlerimi açtığımda babam ellerimden tutuyordu, ben ne yaptığımı bilmiyor, hatırlamıyorum/ şeklindeki savunmasında olayı öldürme kastı ile gerçekleştirdiği ve babasının engel olduğunu beyan etmesi, yaralanmaların bir bütün halinde katılanın yaşamını tehlikeye sokması, darbe sayısı ve yeri, katılanın acil operasyona alınarak kurtarılması, katılanın can havli ile olay yerinden kaçtıktan sonra bayılması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, yani özetle sanık ile katılan Nafiye arasında içinde bulundukları toplumsal yapı ve değer yargıları açısından anlaşmazlığın bulunması, sanığın kullandığı bıçağın öldürmeye elverişli vasıta niteliğinde olması ve bu bıçağın yukarıda açıklandığı üzere katılanın batın, baş, boyun ve omuz kısımlarına isabet edip, batın bölgesindeki darbenin yaşamı tehlikeye sokması, yani sanığın bıçak darbelerinin birden fazla olup, ölümcül bölgelere isabet etmesi, Yargıtay bozma ilamında her ne kadar sanığın eylemine devam etmediği bu nedenle öldürme kastı olmadığı belirtilmiş ise de katılanın bayan olması, sanığın sorgudaki savunmasından da anlaşılacağı üzere bıçağı gözlerini kapayarak birden fazla, sayısını hatırlamayacak kadar sallaması, o anda yani bıçak darbelerini katılan vurduğu anda öldürme kastının olmadığının kabul edilemeyeceği, yani kastın o an itibari ile mevcut olduğu, katılanın aldığı bıçak darbesi ile olay yerinden uzaklaşırken sanığın eylemini devam ettirmemesi şeklindeki devam ettirmemesinden dolayı eylemin yaralama kapsamında kalacağı değerlendirilmesi de yerinde olmadığı, zira zaten eylemi devam ettirse idi belki de olay katılanın ölümü ile sonuçlanacağı, Yine her ne kadar bozma ilamında katılanın vücuduna isabet eden yaşamı tehlikeye sokan yaralanmanın iç organ yada damar harabiyetine neden olmadığı ve diğer yaraların BTM ile giderilebilir şekilde olması nedeni ile eylemin yaralanma kastı ile yapıldığı belirtilmiş ise de mahkememizce bu değerlendirmede yerinde görülmemiştir, zira sanık gözleri kapalı bir şekilde birden fazla her biri ölümcül bölgeye nüfuz etmiş bıçakla katılana yönelik eylemini gerçekleştirmiştir. Bu bıçak darbelerinin batına nafiz olanı yaşamı tehlikeye soktuğu, vücut içerisine giren bir bıçağın artık vücudun iç kısmında bir organ harabiyetine yada damar harabiyetini doğurmaması tamamen katılan açısından şans niteliğinde olduğu, diğer ölümcül bölgedeki bıçak darbeleri yanında yaşamı tehlikeye sokan bir bıçak darbesinin vücut içerisindeki seyir şekline göre de öldürme kastının yokluğu sonucuna varılamayacağı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir. Bu hükmün de o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli gün ve 35099 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. Direnme hükmü, sanık müdafii tarafından tarihinde temyiz edilmiş ise de, sanığın cezaevinden gönderdiği günlü dilekçeyle temyizden vazgeçmiş olması nedeniyle temyiz incelemesi o yer Cumhuriyet savcısının istemi ile sınırlı olarak yapılmıştır. Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın sabit kabul edilen eyleminin kasten yaralama suçunu mu, yoksa kasten öldürme suçuna teşebbüsü mü oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamından; Olay yeri tespit tutanağına göre, yaralama olayının meydana geldiği yönündeki ihbar üzerine belirtilen adrese gidildiğinde, katılanın hastaneye kaldırılmış olduğu, suçta kullanılan bıçağın bulunamadığı, Muhafaza altına alma tutanağına göre, sanığın göstermesi üzerine ele geçirilen kahverengi, ahşap saplı, toplam 24,5 cm uzunluğundaki suç aleti bıçağın muhafaza altına alındığı, Katılan ile ilgili Çanakkale Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen tarihli raporda; "saçlı deride 2 cm'lik, boyun sol lateralde 2 cm'lik, sol omuz arkasında 3 cm'lik, karın sol yanda 2 cm'lik, sol kolda 2 cm'lik kesi görüldüğü, karındaki yaralanmanın batma nafiz olması nedeniyle batın içi organlarda patoloji saptanmadığı, batına nafiz olan bu yaralanmanın hayati tehlikeye neden olduğu diğer yaralanmaların her birinin yumuşak doku seyirli olup basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olduğu" bilgilerine yer verildiği, Katılan'ın aşamalardaki beyanında; sanığın kayınbiraderi olduğunu, kendilerine ait olan ahıra kayınbiraderi ve kayınpederinin eşya koymak istediklerini, olay günü bu konuya ilişkin kayınpederi ile konuştuğu sırada sanığın yanlarına gelerek üzerine yürüdüğünü, "ne diyorsun sen" diyerek boynuna, kafasına, karnına ve vücudunun değişik yerlerine bıçakla vurduğunu, can havli ile dışarı kaçtığını, bir süre sonra düşüp bayıldığını, kimseye hakaret etmediğini söylediği, Tanık Rafet'in aşamalarda; katılanın gelini, sanığın ise oğlu olduğunu, olay tarihinde kendilerine ait ahıra bir kısım ev eşyalarını koymak istediğini, katılanın ise hayvan alıp koyacaklarını söyleyerek karşı çıktığını ve hakaret ettiğini, bu sırada sanığın yanlarına geldiğini, katılanın sanığa da hakaret ettiğini, sanığın da sinirlenerek eve gittiğini, kendisinin katılanın yanından ayrıldığını, bağırma sesleri üzerine dışarı çıktığında katılanın yaralı olduğunu gördüğünü, arkasından 150 metre kadar gittiğini, katılan olduğu yere oturunca kendisinin taksi aramaya gittiğini ifade ettiği, Tanık Nazan'ın aşamalarda; çocuğunu okula götürürken katılanın yolun kenarında yatar vaziyette olduğunu gördüğünü, "bana yardım edin" demesi üzerine yanına gittiğini, daha sonra tanık Binnaz'a haber verdiğini, olayı görmediğini beyan ettiği, Tanık Binnaz'ın aşamalarda; Nazan'ın kendisine haber vermesi üzerine katılanın yanına gittiğini, ölü gibi yolda yattığını, gözünü, kirpiğini oynatınca canlı olduğunu anladığını, eve gidip karakolu aradığını, sonra bakkalı arayıp ambulans çağırmasını istediğini, ambulans gelince hastaneye götürdüklerini, katılanı gördüğünde etrafında hiç kimsenin olmadığını dile getirdiği, Sanığın aşamalardaki beyanında; olay günü evde bulunan eşyaları avluya çıkarmaya başladıkları sırada oturdukları yerin 10 metre yanında oturan ve yengesi olan katılanın, avluya gelip çıkardıkları eşyaları ahıra götürmemeleri gerektiğini söyleyince babasının da götüreceklerini ifade etmesi üzerine katılanın babasına hakaret ettiğini, kendisinin bu şekilde konuşmamasını söylediğini, bu kez de kendisine hakaret ettiğini, bu arada babasının gittiğini, yalnız kaldıklarını, yine kendisine hakaret ve tehditlerine devam edip üzerine gelince boğuşmaya başladıklarını, kendisini korumak amacıyla saçakta asılı olan bıçağı alarak yengesine rastgele salladığını, öldürme kastı ile hareket etmediğini, aralarında herhangi bir husumet olmadığını, bıçaklama olayından sonra babasının kolunu tuttuğunu hatırladığını, babası telefonla konuşurken olay yerinden kaçtığını, olaydan dolayı pişman olduğunu savunduğu, Anlaşılmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Suça teşebbüs" başlıklı 35. maddesinde; "Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur" hükmü yer almaktadır. Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir. Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna sübjektif unsur denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir. İçel Suç Teorisi, Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih S. Mahmutoğlu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baskı, İstanbul, 2000, Bu husus, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun gün ve 101- 156 sayılı kararında da; "Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasttır" şeklinde açıklanmıştır. Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, çözülmesi gereken konu sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenmesine ilişkindir. 5237 sayılı TCK'nın 21/1. maddesine göre, suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir. İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun gün ve 196-212, gün ve 226-229, gün ve 88-184 ile gün ve 248-82 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânının olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmaktadır. Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken kıstaslar farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Katılanın sanığın kardeşinin eşi olduğu, olay tarihinde ahıra eşya koyma meselesi yüzünden tartıştıkları, katılanın hakaret ederek üzerine yürümesi nedeniyle yaşanan boğuşma esnasında sanığın, hareketli ortamda bıçakla katılanın sol batın, baş, sol omuz, sol kol ve boyun bölgesine toplam 5 darbe vurduğu, batına nafiz bir adet yaralanmanın herhangi bir iç organ veya damar yaralanması meydana getirmeksizin hayati tehlikeye neden olduğu, diğer yaraların ise yumuşak doku seyirli olup basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, katılanın 100-150 metre kaçtıktan sonra düşüp bayıldığı, katılanın peşinden koşmayan sanığın olay yerinden kaçtığı şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkla katılan arasında öldürmeyi gerektirir herhangi bir husumetin bulunmaması, suçta kullanılan bıçak öldürme eylemini gerçekleştirmeye elverişli olduğu halde, sanığın beş darbesinden yalnızca bir tanesinin iç organ ve damar harabiyeti meydana getirmeksizin hayati tehlikeye yol açıp, diğerlerinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması, sanığın yaralı halde kaçan katılanı yakalayıp eylemine devam etme imkânı varken devam etmemiş bulunması hususları birlikte göz önüne alındığında, sanığın eyleminin kasten yaralama olarak kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, yerel mahkemenin direnme kararı yerinde olmadığından bozulmasına, bozma nedeni ve tutuklulukta geçen süreye göre de sanığın tahliyesine karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Genel Kurul Üyesi; "sanığın eylemi kasten öldürme suçuna teşebbüs niteliğinde olduğundan yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. Sonuç Açıklanan nedenlerle; 1- Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin gün ve 368-433 sayılı direnme hükmünün, sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, 2- Bozma nedeni ve tutuklulukta geçen süre gözönüne alınarak sanık Hasan'ın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal salıverilmesinin temini için Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına YAZI YAZILMASINA, 3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, günü yapılan müzakerede uyuşmazlık yönünden oyçokluğu, tahliye yönünden ise oybirliği ile karar verildi. Son Güncelleme 1614 haber 15193 false Üye Girişi
Adam öldürmeye teşebbüs - kasten yaralama ayrımı somut olay merhabalar. eskiden arkadaş olan, sonradan aralarında bir sebeple husumet oluşan iki kişi facebook üzerinden yazışıp birbirlerini tehdit ediyorlar. sonrasında kavga etme amacıyla buluşuyorlar. taraflardan biri bıçak çekiyor ve karşı tarafı yaralıyor, isabet eden toplam 4 bıçak darbesi var, bunun haricinde yaralının savuşturduğu 6-7 darbe daha olduğu söyleniyor. bir ara bıçağı mağdurun boynuna doğru sallıyor ancak mağdurun deri ceketinin yakası sayesinde bıçak boyna zarar vermiyor. mağdurun olduğu tarafta yaralı hariç 7 kişi daha var, saldırgan bu kişilerden bazılarını da yaralıyor. saldırgan tek başına. en son saldırganın durmayacağını anlayan mağdur kendisine eskiden yaptığı bir iyiliği hatırlatıyor, özür diliyor ve cesaretini takdir ettiğini söylüyor. saldırgan bunun üzerine bıçağı daha fazla savurmuyor ve yaralıyı yakınlardaki kapalı bir alana götürüp ambulans gelene kadar bekliyor, sonrasında teslim oluyor. yaralıda iç kanama var, dalağı ve bağırsağı delinmiş. hayati tehlikesi var. bu olaya göre öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı vardır? "Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralamayı birbirinden ayıran başlıca ölçüler Fail ile mağdur arasındaki husumetin sebep ve mahiyeti, failim cürümde kullandığı saldırı aletinin niteliği, atış darbe mesafesi ve sayısı, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri ile nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkanı olup olmadığı, olayın akışı ve nedeni, failin işlemeyi kastettiği cürümün meydana gelmesine engel herhangi halin failin iradesi dışında ortaya çıkıp çıkmadığı hususlarıdır." bu sayılan ölçülere göre baktığımızda, failin kendi rızasıyla eylemi sonlandırması ve yaralının tedavi almasını sağlaması tek başına teşebbüsü ortadan kaldırmaya yeter mi? Hukuki NET Güncel Haber 10-02-2014 013049 Nedir? Cevap adam öldürmeye teşebbüs - kasten yaralama ayrımı somut olay Yargıtay CGK. 2006/1-97 E., 2006/132. K. Sayılı Kararına[168] göre “ Sanığın, aralarındaki tartışma nedeniyle aniden gelişen olayda hem nacak hem de bıçak kullandığı ve mağdureyi, sol. 6. interkostal aralıktan toraksa nafiz olan ve pnomotoraks akciğer travması oluşturan tek sayıda kesici delici alet darbesiyle hayati tehlikeye neden olacka şekilde, kafa ve sol femurdaki diğer iki kesici alet darbeleriyle ise hayati tehlikeye neden olmayacak halde üç yerinden yaraladığı, her hangi bir engel neden bulunmadığından eylemine devam etme olanağı olduğu halde, mağdurenin yapmamasını söylemesi üzerine, eylemini sürdürmeyerek bırakıp gittiği anlaşıldığından, Delici kesici aletle vaki olup hayati tehlike yaratan darbın bir adette kalması durumunda failin kastının öldürmeye yönelik bulunduğu hususu kuşkulu kalacağından ve aşılamayacak kuşku da lehe yorumlanmak gerektiğinden eylemin yaralama olarak kabul ve takdirinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu kabulün sonrasında, neticenin ağırlığının, mağdurenin hayati tehlike geçirmiş olması ve birden çok silah darbesine maruz bırakılmasının ve oluşuma etki eden sair unsurların temel ceza belirlenirken alt sınırdan ayrılma noktasında takdir hakkı yönünden nazara alınması gerekir. ” Cevap adam öldürmeye teşebbüs - kasten yaralama ayrımı somut olay yani burada önemli olan darbelerin sayısı ve hayati tehlike yaratan darbe sayısı diyebilir miyiz? Cevap adam öldürmeye teşebbüs - kasten yaralama ayrımı somut olay Yargıtay diye her kararı doğru değil ben katılmıyorum şahsen zaten Yargıtay da çark ustası olmuş yıllarca bi yönde sonra çark eder başka yönde karar verir. Özellikle ateşli silah ve bıçak kullanan şahısta en azından muhtemel kastın olmadığını iyice incelemek ve emin olmak gerekir burada şüphenin sanığın aleyhine kullanılması gerekir lehine değil. Bu sayfada bulunan kavramlar kasten öldürmeye teşebbüs, adam oldurmeye tesebbus son dakika, bıçakla adam öldürmeye teşebbüs, http bıçakla adam öldürmeye teşebbüs suçunun cezası, öldürmeye teşebbüs cezası, 2015 adam oldurmeye tesbbus hakim karararlari, öldürmeye teşebbüs yargıtay kararları, bicakla oldurmeye tesebbus cezasi, adam oldurmeye tesbbus yargi kararlari, öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama, kasten yaralama ve adam öldürmeye teşebbüs, adam oldurmeye tesbbus son dakika haberler hakim kararlari, öldürmeye teşebbüsle ilgili yargıtay kararları, adam öldürmeye teşebbüs yargıtay kararları, adam öldürmeye teşebbüs suçunun unsurları, oldurmeye tesebbus ceza, 2015 adam oldurmeye tesbbus cezalari, bicakla adam oldurmeye tesbbussun hakim kararlari, hukuki net kasten yaralama, Adam oldurmeye tesebbuste hakim kararlari, kasten yaralama, bicakla adam oldurmeye tesbbusun 2015 hakim kararlari, bicakla adam oldurmeye tesbbus unsurlari nelerdir, adam oldurmeye tesebbus yargi kararlari Forum Benzer Konular Kasten adam öldürmeye teşebbüs 28 Ocakta bir balıkçı arkadaşımız ürünleri kooperatif başkanı olay olduğu zamanda da olarak balık avcılığı... Yazan arena Forum Ceza Hukuku Yanıt 31 Son İleti 27-11-2014, 085421 Kasten adam öldürmeye teşebbüs silahla yaralamada mağdurun olayın kaza ile olduğunu söylemesi silahın ise ruhsatlı olması durumunda sonuç ne olacaktır. Yazan Forum Ceza Hukuku Yanıt 1 Son İleti 27-03-2012, 160647 Kasten adam öldürmeye teşebbüs Merhaba, Öncelikle böyle bir site oluşturduğunuz için size çok teşekkür ederim. Benim konum biraz ve amcam arasında traktör... Yazan badell Forum Ceza Hukuku Yanıt 12 Son İleti 28-02-2009, 221612 Kasten adam öldürme - adam öldürmeye teşebbüs slm ben konya dan abdullah yılı bizim mahallemizde komşumuz kavga ediyordu biz ayırmaya gittiğimizde biri baba mı bıçakları amcam babamı o... Yazan abdullah_42 Forum Ceza Hukuku Yanıt 1 Son İleti 25-08-2008, 203315 Yanıt 0 Son İleti 23-02-2007, 180837 İlgili Hukuk terimleri Yetkileriniz
kasten adam öldürmeye teşebbüs af varmı