🥎 Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Kompozisyon
treZ1cW. Aşağıda yalancının mumu yatsıya kadar yanar kompozisyon kısaca olarak ele alacağız. Dürüst olmak erdemdir. Dürüstlük insanın bireysel hayatında ve toplumsal hayatında belirleyicidir. Güvenilir insanlar, dürüst insanlardır. Dürüst olmak, doğruyu savunmak ve dile getirmek, doğruluk için mücadele vermek anlamına gelmektedir. Yalan ise bunun tam tersidir. İnsanlar ister istemez yalan söylemek zorunda kalabilirler. Yalan söylemek doğru bir davranış olmadığı için zararları bulunmaktadır. Yalanın sosyal zararları bireysel ve toplumsal olarak ortaya çıkmaktadır. Yalan söylemek, önünde sonunda insanların foyasının ortaya çıkmasına neden olur. Yalan söyleyen insanların bazı olaylar üzerine kurguladıkları yalanların çok geçmeden anlaşılması bütün oyunların bozulması anlamına gelmektedir. Yalan söylemek doğru bir çıkar yol değildir. Yalan yalanı doğurduğu için yalan sarmaşık bir sahtekarlık halini alır. Yalan söylemek ayrıca zamanla kişilerde alışkanlık durumuna dönüşürse işler sarpa sarabilir. Bu nedenle atalarımız yalancının mumu yatsıya kadar yanar demişlerdir. Yalan söyleyen kişinin yalan söylediği çok geçmeden gün çıkmadan anlaşılır anlamına gelmektedir. Yalancılık ile ilgili paradoks da bunu göstermektedir. Yalan söyleyen kişinin yalan söylediği anlaşıldığından yalancılık suya düşmüş olur. Dürüstlük bu nedenle çok önemlidir. Toplumda adaletin, iyiliğin ve yardımlaşmanın temel kaynağı dürüstlüktür. En erdemli davranışlardan biridir. Yalan söylemek ise alışkanlık haline getirilmemesi, hiç yapılmaması gereken en kötü davranışlardan biri olarak insanlar arasındaki güvene zarar vermektedir. Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Kompozisyon Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.
Yalan Konulu Bir Hikaye İçinde aşağıdaki atasözlerinden en az birinin geçtiği “yalan” konulu bir hikâye yazınız. Hikâyenizde hayalî unsurlara da yer veriniz. Yalancının mumu, yatsıya kadar yanar. Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış. Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz. Hasan'ın Pişmanlığı Ortaokul bitmiş, yaz tatili geçmiş, artık okullar açılıyordu. Hasan lise birinci sınıfa başladı. Ailesi ona servis tutmuş, onun okuması için elinden geleni yapıyordu. Okulu evlerine oldukça uzakta olduğu için Hasan bu durumu kullanıyordu. Ailesi onu okulda zannederken, o arkadaşlarıyla dersten kaçıp, internet kafede oyun oynuyordu. Okul çıkışında ise okul bahçesinde oluyor, servisle terke evlerine dönüyordu. Aradan aylar geçti, karne zamanı geldi. Hasan devamsızlıktan ve notlarının düşük olmasından ötürü sınıfta kalmıştı. Ailesi onun okumasının isterken o, okuldan kaçarak büyük bir yanlışın içine düşmüştür. Artık sınıfta kaldığını saklayamazdı. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanardı. Ailesi Hasan’ın sınıfta kalmasından dolayı çok züldür. Onu başka bir okula naklettiler. Ertesi yıl Hasan akıllanmıştı. Bir daha asla yalan söylemeyecek, okuluna düzenli bir şekilde devam edecekti. Yalan söylediği için bir yılı boşu boşuna geçmiş haldeydi. Bundan sonra eski arkadaşlarıyla iletişimi kesti, okuluna güzelce devam etti.
“Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar.” Atasözü İle İlgili Hikaye Yazınız. Bu yıl üniversiteyi bitirip sınava girmiştim. Dört yıllık eğitim fakültesini bitirip Türkçe Öğretmeni olarak hayatıma devam edecektim artık. Çok çalıştım bu sınavı kazanmak için, alın teri döktüm yıllarca ama gel gör ki istenilen puanı alamadığım için ne yazık ki kadrolu öğretmen olamamıştım. Babam ise kadrolu öğretmen olmamı çok istiyordu. Bana sınavı kazanıp kazanmadığımı sorduğu zaman ona kazandım diye çok büyük bir yalan söyledim. Ona yalan söylediğim için, içim içimi kemiriyordu ama gerçekleri söylesem de büyük hayal kırıklığı yaşayacak ve çok üzülecekti. Tayinim Şırnak’a çıktı dedim. Arkadaşın da oraya çıkmış baba diye ona yalan söylemeye devam ettim. Babam yaşlı olduğu için ve okuma , yazması olmadığı için onu kandırmıştım. Çok üzülüyordum hatta yalanı o kadar genişlettim ki en sonunda bunu da yaptım. Ne mi yaptım? Anlatayım o zaman. Babama onun Şırnak’a kadar gelmemesini, arkadaşımın babasının bizi oraya götüreceğini, boş yere masrafa gerek olmadığını söyledim. Babam ; dürüst babam, adam gibi adam koca yürekli babam inanmıştı bana hemen. Tamam güzel kızım Hülya dedi. Zaten maddi durumu da iyi olmadığı için o da dünden razı olmuştu gelmemeye. Gerçekten cebinde beş kuruşu yoktu. Zor günler yaşıyordu ailemiz bu aralar. Babam emekliydi ama o para yetmiyordu artık bize. Gıdalar , eşyalar her şey pahalanıyordu günden güne. Gelgelelim bizim bu yalanın sonunda neler olacağına. Tayinim çıkmadığı için Şırnak olayı falan da yalandı aslında. Kayseri merkezde bir yerde ücretli öğretmenlik yapıp ev kiralamıştık arkadaşlarımla kendimize. Ben, Sema ve Betül üçümüz de ücretli öğretmenlik yapacaktık ama onların aileleri gerçekleri biliyordu sadece benim ailem inanmıyordu. Derken evi tuttuk . Bir yerde ücretli öğretmenlik yapmaya başladım. Babam aradığında iyiyim deyip geçiştiriyor ve hemen telefonu yalanım ortaya çıkmasın diye kapatıyordum. Yaklaşık iki ay böyle geçti. Bir gün yine babamdan telefon geldi. Bu kez telefon Kayseri’nin bir köyünden değil Şırnak’tan geliyordu. Şırnak’a tayinim çıktı diye babamı kandırmıştım ya o da bana sürpriz olsun diye komşumuz Mehmet Amca’nın arabası ile Şırnak’a gitmiş. Oraya vardığında kızı ile karşılaşacağını düşünen zavallı babam okul müdürünün ona her şeyi, anlatması ile burada Hülya adında bir öğretmenimiz yok demesiyle yalanım gün yüzüne çıkmıştı. Yerin altına girsem de bu yalanım çıkmasa diye dua ederken Yalancının mumu yatsıya kadar yanmıştı ne yazık ki. Babamın sesi telefonda çok kötü geliyordu. Ona gerçekleri anlattığımda ihanete uğramış gibi hissediyorum kendimi dedi ve koca adam telefonda ağlayınca ben de dayanamadım ağladım. Ondan binlerce kez özür diledim. Yanıma geldiğinde ayaklarına kapandım ve babam benim canım babam dedim. O ise bana neden böyle bir şe yaptığımı, gerçeklerin er geç ortaya çıkacağını söyledi. Ona her şeyi anlattım. Beni sakinleştirdi ve elimden tutup gözlerime baktı ve konuşmaya başladı Bana bak Hülya, gözlerimizin içine bak yavrum dedi. Kızacak, bağıracak zannettim. Ellerim titremeye başladı ve elimi tutup beni bağrına bastı. Bu dünyada hiçbir şey senden daha değerli değil, atanamamış olabilirsin ama doğru olman , yalancı olmaman benim için en büyük değerdir. Üzülme yavrum dedi. Bunu duyduğumda hıçkırıklarımı saklayamadım daha fazla ve bağıra bağıra ağlamaya başladım. O da bana sarıldı ve hayatım boyunca bir daha asla ona, o değerli insana ihanet etmedim, yalan söylemedim. Bu arada o olayın üzerinden on yıl geçti ve ben şu an 7 yıllık kadrolu öğretmenim. Hem de nerde biliyor musunuz? Şırnak’ın güzel mi güzel bir köyünde. Kendi isteğimle orayı istedim ve buranın samimi insanlarını, yemeklerini çok sevdim. En çok da öğretmen olmayı ve hayatımdan yalanı sonsuza kadar çıkarmayı.
yalancının mumu yatsıya kadar yanar ne demek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster yalancının mumu yatsıya kadar yanar ne demek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster Özet Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Ortaya Çıkış Hikayesi "Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar" atasözü söylenilen bir yalanın ebediyen gizli kalamayacağını er ya da geç bir gün mutlaka ortaya çıkacağını anlatmaktadır . İnsanlar yalan söyleyerek kısa süreliğine de olsa günü kurtardığını zannederler ama yalanları bir gün mutlaka ortaya çıkar ve o zaman daha büyük bir sıkıntı içerisine girerler . Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Hikayesi Günümüzde üniversite adını verdiğimiz yüksek öğretim kurumlarının geçmişteki adına medrese adı verilmekteydi . Zamanın birinde günümüzdeki gibi elektriğin olmadığı zamanlarda medresenin birinde talebeler aralarında bir anlaşma yapmışlar ve herkesin bir gün mum getirmesini kararlaştırmışlar . İlk gün birisi , ikinci gün başka birisi derken sırasıyla her gün bir talebe mum getirmiş ve ders çalışmaya başlamışlar . Bu arada kendini uyanık zanneden bir talebe de her gün eriyen mumları toplarmış . Mum getirme sırası kendine geldiği gün ise topladığı erimiş mumları bir araya getirerek kendince bir mum yapmış . Kendini uyanık zanneden talebenin getirdiği mumu yakıp her gün olduğu gibi yine ders çalışmaya başlamışlar . O gün mum çok hızlı erimiş ve ancak yatsı vaktine kadar dayanabilmiş . Diğer talebelerin yaptığı hileyi anlamasından korkan çocuk -Hayret, niye böyle oldu ? deyince çocuğun yaptığı hileyi anlayan talebelerden biri - Eee , yalancının mumu yatsıya kadar yanar, demiş.
yalancının mumu yatsıya kadar yanar kompozisyon