🦄 Oruç Ve Zekat Ibadeti Hakkında Kısa Bilgi
Bu yazımızda zekat ibadeti hakkında bilgi kısaca olarak bilgi aktaracağız. İslam’da ibadet Allah’a yapılır. İbadetin nafile olanları ve farz olanları bulunmaktadır. Bunlar da bedenle, malla ve hem beden hem malla yapılan ibadetler olarak ayrılmaktadır. Malla yapılan ibadetler arasında zekat bulunmaktadır. Zekat farz olan bir ibadettir. İslam’ın beş farzından
Oruç ibadeti insanların manevi ve de ahlaki bakımından olgunlaşmasını sağlamaktadır. Bu nedenle Peygamber Efendimiz ve sonrasında yaşamış olan din adamları Ramazan ayı dışında da
Orucun Çeşitleri İlmihal kategorimizde bu günkü konumuz “ Orucun Çeşitleri ” konu hakkındaki bilgiyi buradan okuyabilirsiniz. Hanefîler’e göre diğer ibadetler gibi oruç da farz, vâcip ve nâfile çeşitlerine ayrılır. Bu üçlü ayırım Hanefîler’in, dinen yapılması gerekli olan şeyleri farz ve vâcip şeklinde iki kademeli bir ayırıma tâbi tutmuş olması
Dinimiz Bilgilendiriyor – Oruç İbadeti (2020 yılı mübarek Ramazan ayı) 18 Haziran 2014. ORUÇ İBADETİ HAKKINDA BİLGİLEROruç İbadeti, İslâm Dininin beş temel ibadetlerinden birisidir.Oruç; niyet ederek
Zekat; dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için ihtiyaç sahibi kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade ediyor.
Zekâtınedep ve hikmetleriyle ilgili bu kısımda, büyük veli, ârif, âlim Ebû Tâlib-i Mekkî hazretlerinin (r.ah) kıymetli eseri Kûtü’l- Kulûb’ün zekâtla ilgili bölümünden özet bilgi vereceğiz. HAYIRDA ACELE ETMEK. Bir kimse, zekât kendisine farz olur olmaz ilk vaktinde zekâtını vermelidir.
Zekat Nedir haberleri ile ilgili son dakika gelişmeleri, en sıcak haberler ve geçmişten bugüne tüm detaylar güncel Zekat Nedir haber sayfasında yer alıyor. Zekat Nedir BİST 2.517 0.21
Orucun diğer ibadetlerden, Allah’ı sürekli hatırlama imkânı veren bir ibadet olması nedeniyle ayrıldığını söyleyen Doç. Dr. Güldane Gündüzöz, “Çünkü oruç, imsak ve iftar vakti arasında geniş bir zamanda ifa edilen bir ibadettir.
Açlığınve Oruç Tutmanın 10 Faydası. 20 Nisan 2022. Orucun asıl amacı ve faydası nedir? Az yemenin, açlığın ve oruç tutmanın 10 faydası. Orucu Bozan Şeyler.
xYhYc48. ORUÇ İBADETİ HAKKINDA BİLGİLEROruç İbadeti, İslâm Dininin beş temel ibadetlerinden niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından imsak vaktinden itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Orucun Müslümanlara farz olduğu Bakara sûresinde; “Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız” âyetiyle bildirilmiş, ayrıca aynı sûrenin 185. âyetinde de “sizden kim bu aya Ramazan’a erişirse oruç tutsun” buyurularak oruç ibadetinin yerine getirilmesi emredilmiştir. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem’de, İslâm’ın beş temelinden birinin Ramazan ayında oruç tutmak olduğunu bildirmiştir. Birinci ayetten açıkça anlaşılıyor ki oruç, ilk peygamber Hz. Âdem radıyallâhu anh’dan dan itibaren bütün Peygamberlere ve onlara inananlara farz Bilgilendiriyor – Oruç İbadeti 2020 yılı mübarek Ramazan ayıBir kimseye orucun farz olması için kendisinde şu üç şartın bulunması gerekir1. Müslüman Akıllı Erginlik çağına gelmiş şartları taşımayanlara oruç tutmak farz değildir. Ancak erginlik çağına gelmeyen çocukları, bünyelerine zarar vermeyecek şekilde oruç tutmaya alıştırmak uygun namazına kadar oruç tutturularak hem oruç tutma bilinci çocuğa yerleştirilir hem de ibadet alışkanlığı Bilgilendiriyor – Oruç İbadeti 2020 yılı mübarek Ramazan ayı2020 yılı Mübarek Ramazan ayıOruç, insanlığın ilk zamanlarından beri yerine getirilmesi emredilen bir ibadettir. Çünkü ruhen arınıp ahlâken olgunlaşmak bakımından insanın oruca ihtiyacı olduğu gibi maddî ve manevî pek çok faydaları da vardır. Kur’an-ı Kerim, orucu nasıl emretmiş, Peygamberimiz nasıl tutmuş ise o tarihten itibaren Müslümanlar bu ibadeti aynı şekilde yerine getirmektedir. Anlamlarını sunduğumuz ayetlerde orucun, Müslümanlara farz olduğu bildirilmiş; hasta, yolcu ve oruç tutmaya gücü yetmeyenler için getirilen kolaylıklar hakkında da şöyle buyurulmuştur “Oruç sayılı günlerdir. Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler kadar diğer günlerde oruç tutar. İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir yoksulu doyuracak fidye gerekir. “Bu ayette, geçerli mazereti olanların, orucu Ramazan’dan sonraya erteleyebilecekleri bildirildikten sonra sürekli mazereti olup da Ömür boyu oruç tutmaya gücü yetmeyenlere bunun karşılığında fidye vermeleri emredilerek gerekli kolaylık sağlanmıştır. Ciddi ve geçerli bir mazeret olmadıkça belirli şartları taşıyan Müslümanların ise bizzat oruç tutarak Allah’ın emrini yerine getirmesi gerekir. Oruç İbadeti, diğer bütün ibadetlerde olduğu gibi Allah’u Teâlâ’nın emrine uymak ve rızasını kazanmak için konudaHz. Ali radıyallâhu anh diyor ki– Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir.– Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir.– Allah’ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin olan ibadet, Hz. Ali’nin de belirttiği gibi Allah’ın nimetlerine karşı şükran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ancak böyle samimi bir düşünce ile yapılan ibadetleri kabul Edasının ve Sıhhatinin Şartları Nelerdir?Oruç ibadetinin yerine getirilebilmesi için orucun farz olması için gerekli olan şartların dışında bazı şartların da bulunması lâzımdır. Bunlar1. Sağlıklı Mukim olmak yani misafir olmamak.Oruç tutamayacak kadar hasta olanlarla, dinî ölçülere göre yolcu olanlar oruçlarını erteleyebilirler. Hastalar iyileşince, yolcular da ikamet ettikleri yere dönünce tutamadıkları günler sayısınca oruçlarını tutma şartlarını taşıyan bir kimsenin tutacağı orucun sahih, yani geçerli olabilmesinin şartları da şunlardır1. Oruç tutmaya niyet İmsaktan iftara kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak Kadınların ay hâli ve lohusa halinde hâli ve lohusa olan kadınlar, bu hallerinin devam ettiği günlerde oruç tutamaz, namaz kılamazlar. Bu haller sona erince tutamadıkları günlerin oruçlarını kaza ederler. Fakat kılamadıkları namazları kaza Orucun Makbul Olması İçin Nasıl Davranılmalı ve Neler Yapılmalıdır?Oruç, belirli bir süre sadece yemeyi, içmeyi bırakmak değil, aynı zamanda her türlü kötülükten de olan yiyecek ve içeceklerden uzak durduğumuz gibi;– Dilimiz, yalandan,– Ellerimiz, haram işlerden,– Midemiz, haram lokmadan,– Gözlerimiz, harama bakmaktan,– Kulaklarımız, yalan ve dedikodu dinlemekten,– Ayaklarımız kötü işler peşinde koşmaktan uzaklaşarak, oruçtan nasibini almalı ve ömür boyu böyle devam çeşitli yemeklerle donatılmış sofranın başında iftar vaktine bir dakika kalsa bile, helâl olan yiyecek ve içeceklere elini sürmez. Çok acıkmış ve susamış olsa bile sabırla iftar vaktini zoraki bir bekleyiş değil, içten gelen umut dolu huzurlu bir Allah’ın emri karşısında gösterdiği bu teslimiyet nefis terbiyesi ve iradeye hakim olma eğitiminin çok olumlu bir nefsanî arzularının esiri olmaktan kurtarıp âdeta melekleştiren gerçek bir eğitimdir bu. Böyle bir eğitimden geçen mü’min;– Helâl olan şeylere bile elini sürmezken, nasıl olur da harama el uzatabilir?– Vücuda faydalı olan yiyecek ve içecekleri istediği zaman bırakabildiği halde, nasıl olur da vücuduna zararlı olan içkilerden ve kötü alışkanlıklardan vazgeçmez?– Meşru olan cinsel arzularından vazgeçen mü’min, nasıl olurda haram yollara düşebilir? Zina ve fuhuş gibi meşru olmayan ilişkilerde bulunabilir?Orucun olumlu etkileri hayatımıza yansıdığı ölçüde oruç gayesine ulaşmış ve oruçludan beklenen gerçekleşmiş ÇEŞİTLERİ NELERDİR?Beş çeşit oruç vardır1- Farz Olan OruçlarRamazan ayında oruç tutmak, Ramazanda tutulamayan orucu başka günlerde kaza etmek ve kefaret oruçları da Vacip Olan oruçlarAdak oruçları ile, bozulan nafile oruçları kaza etmek Sünnet Olan OruçlarMuharrem ayının dokuzuncu gününü onuncu günü ile veya onuncu gününü on birinci günü ile birlikte oruç tutmak Müstehâb Olan OruçlarKamerî ayların on üç, on dört ve on beşinci günleri ile haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri ve Ramazandan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak Mekruh Olan OruçlarMekruh olan oruçlar iki kısımdıra Tenzihen Mekruh Olan Oruçlar Muharrem ayının sadece onuncu günü ile yalnız cuma ve yalnız cumartesi günlerinde oruç tutmak, akşamdan iftar etmeyerek bir günün orucunu ertesi güne birleştirmek mekruh olduğu gibi, kişiyi zayıf düşürmesi ve orucu âdet haline getireceği için senenin tamamını oruç tutmak da belirli zamanlarda tutulması emir ve tavsiye edilen oruçlar dışında sürekli olarak her gün oruç tutulmasını uygun Tahrimen Mekruh Olan Oruçlar Ramazan bayramının birinci günü ile kurban bayramının dört günü oruç tutmak tahrimen günler, Allah’ın kullarına birer ziyafet günleridir. Oruç tutarak Allah’ın ziyafetinden kaçmak doğru KİŞİYE MÜSTEHÂB OLAN ŞEYLERMüstehab Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in bazen yapıp bazende yapmadığı bazen yapıp, bazen de yapmadığı şey –1. Sahura Sahur yemeğini biraz geç yemek. Yemeği şüpheli bir vakte kadar geciktirmek ise Güneş battığı iyice anlaşıldıktan sonra iftarda acele etmek. İftarı namazdan önce yapmak da şu duayı okumak sünnettir“Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme’l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü.”Anlamı “Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!”ORUÇLUYA MEKRUH OLAN VE MEKRUH OLMAYAN ŞEYLEROruçluya Mekruh Olan Şeyler1. Bir şey zorunlu hallerde bir şey yutmamak kaydiyle yemeğin tuzuna bakılabilir. O takdirde mekruh Gereksiz olarak bir şey çiğnemek. Çocuğu için bir şey çiğnemesi gereken kadın, bu işi yapacak başka bir yol bulamazsa küçük çocuğunu korumak maksadıyla Kendine güveni olmayan kimsenin hanımını öpmesi ve boşalma olmaması durumunda böyledir. Eğer öpmek veya kucaklamakla boşalma meydana gelirse mekruh olmakla kalmaz, oruç Tükrüğünü ağzında biriktirip Kan aldırmak veya ağır bir işte çalışmak gibi kendisini zayıf düşüreceğine kanaat getirdiği bir iş yapmak. Zayıf düşürmeyeceğine kanaat getirirse mekruh olmaz.Oruçluya Mekruh Olmayan Şeyler1. Gül ve misk gibi şeyleri Gözüne sürme Kendisinden emin olmak kaydıyla hanımını öpmek. Kendisine güveni olmadığı takdirde mekruhtur. Çünkü, bu davranış orucun bozulması ile Misvak kullanmak, ağzını fırça ile Ağzına su alıp Burnuna su Banyo yapmakORUCUN HİKMETLERİ VE FAYDALARIAllah’ın her emrinde olduğu gibi oruçta da birçok hikmetler ve bizim için pek çok faydalar olduğu bilinen bir Allah rızası için tutmakla beraber, bunları da göz önünde bulundurarak değerlendirmek başlıca faydaları şunlardırOruç Kötülüklerden KorurKur’an-ı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki “ta ki korunasınız” ifadesi orucun hikmetine dikkatimizi Teâlâ, her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi kötülüklere karşı da korunma vasıtaları orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde güzel bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur“Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu kötü söz söylemesin. Kendisi ile çekişip kavga etmek isteyen kimseye iki defa, “ben oruçluyum” desin.”Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi düşmanın kılıcından koruyan bir vasıta idi. Kalkan, sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da aynı şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine fena söz söyleyen ve kavga etmek isteyenlerin bu davranışlarına karşılık “Ben oruçluyum, ben oruçluyum” diyerek nefsine hakim olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır. Böylece oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş kişiyi sadece kötülüklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de insanı cehenneme sürükleyen kötülüklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış kötülüğün başı, Allah’ı unutmak ve sorumluluk duygusunu kaybetmektir. Hâlbuki oruç, bize daima Allah’ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu ay boyunca devam eden bu manevi eğitim sonucu Allah korkusu kalplere iyice yerleşir, bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını kontrol altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış İnsanı Sağlıklı YaparPek çok hikmetleri olan oruç emrinin bu yönüne de Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem dikkatimizi çekerek şöyle buyurmuştur“Oruç tutunuz ki sağlıklı olasınız.”Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem bu evrensel mesajının taşıdığı mânâ, çağlara ışık tutmakta, dinimizin emirlerindeki sır ve hikmetler zaman geçtikte daha iyi sözü, konunun uzmanı olan tıp doktorlarına bırakarak orucun sağlık yönünden faydalarını bir kere de uzmanlarından dinleyelim“Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur. Aksine “Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz” hadis-i şerifinde işaret buyurulduğu veçhile, vücuda faydası vardır. 8-16 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır.”“Oruç normal sıhhatli olan insanlar için çok faydalı bir perhiz teşkil yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar genellikle Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar. Bu suretle 11 ay zarfında vücutta depo edilen zararlı yağlar erimiş olur. Bu ise asrımızda herkese tavsiye edilen en mühim sağlık kuralıdır. Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır. Ayrıca damar sertliği, kalp hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna bağlı pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar. Demek oluyor ki oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar.”Orucun faydaları sadece bedenimizle ilgili değildir. Onun ruhumuzda ve sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru, pek çok manevî rahatsızlığı tedavi ederek kişiye güçlü bir moral kazandırır.“Oruçta asıl sinir sistemi tam bir rahatlama içindedir. Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların hemen hemen tümünü yok eder. Günümüzün en önemli iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar.”Oruç Ahlâkımızı GüzelleştirirOruç, belirli bir süre basit bir aç kalma olayı değildir. Onu sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlâk Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez.”Bu hadis-i şerifte orucun yüksek hedefi açıkça gösterilmiş, oruç tuttuğu halde kötü huyları terk etmeyenlerin oruçlarına Cenab-ı Hakk’ın değer vermeyeceği önemi hakkında peygamberimiz diğer bir hadis-i şerifinde biraz daha açıklık getirerek buyuruyor ki“Çok oruç tutanlar var ki onlara tuttukları oruçlardan sadece açlık ve susuzluk kalır. Çok gece ibadet edenler vardır ki onlara da bundan kalan sadece uykusuzluktur.”Bu kimseler, helâl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, esas uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları için ibadetlerinden bekledikleri karşılığı ki orucun asıl gayesi, insanı kötülüklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlâk ve fazilet sahibi olmasını bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirmişlerdirBirincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur. Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir. Ancak bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur. Makbul olan oruç budur. Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlâkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gönlünde Allah’tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah’tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oruçtur. Oruçta ulaşılan en yüksek derece budur. Peygamberlerin ve Allah’ın veli kullarının tuttuğu oruç önce helâl olan yiyecek içecek ve cinsel arzularından geçici bir süre uzak kalarak iradesine hakim olmayı öğrenir. Bu irade terbiyesi ile organlarının her türlü kötülükten uzaklaşmasını sağlayan mü’min, nihayet kalbini de kötü duygulardan arındırarak âdeta melekleşir. Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkça kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah’a yaklaşır. Oruç Nimetlerin Kıymetini ÖğretirNimet elde iken değeri gereği gibi bilinemez. İnsan sahip olduğu nimetlerin değerini ancak bunlar elden çıktıktan sonra anlayabilir. Fakat iş işten geçtiği için artık bunun yararı tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah’a daha çok şükretmesini öğretir. Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile Tealâ şöyle buyuruyor“Andolsun, şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.”Oruçlu Sabırlı Olmayı ÖğrenirSabır, başarıya ulaşmanın en önemli şartlarından biridir. Sahip olduğu helâl şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur. Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar karşısında sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır. Acılı ve üzüntülü durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek soğukkanlılığını korur. Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır. Savaş zamanlarında cephedeki asker, yiyecek ve içecek bulamadığı zaman açlığa ve susuzluğa katlanmak zorunda kalabilir. Oruç tutmaya alışmış olanlar, böyle zorluklara daha kolay Sosyal FaydalarıOrucun fert bakımından pek çok faydaları yanında toplumun huzuruna da sağladığı çok önemli faydaları vardır. Oruç, insanın şefkat ve merhamet duygularını geliştirerek bunun topluma sevgi ve yardım şeklinde yansımasını sağlar. Hayatında açlık nedir bilmeyen bir insan yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? “Bir eli yağda, bir eli balda” olan varlıklı bir kimse yoksulların çektiği ıstırabı yüreğinde duyabilir mi? Elbetteki, gereği gibi duyamaz. Fakat oruç tutan kimse açlığın ne demek olduğunu bizzat tatmış olduğundan yokluk içinde kıvranan fakirlerin, kimsesizlerin çektikleri sıkıntıları içinde duyarak şefkat ve acıma duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bütün Müslümanları tek bir vücut gibi kabul etmiş, Müslümanların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem , “Yanıbaşında komşusu aç olduğu halde tok yaşayan, olgun mü’min değildir “anlamındaki sözü, konunun önemini açık bir şekilde ortaya için en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz insanların en cömerdi ayında cömertliği doruk noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara saygı değer eşi Hz. Aişe radıyallâhu anh diyor ki “Allah’ın Rasûlü üç gün peş peşe karnını doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Lâkin o, yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercih ederdi.”Onun ahlâk ve fazilet dolu yaşayışını örnek alan Müslümanlarda da aynı davranışları Ömer radıyallâhu anh’ın halifeliği zamanında dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu. Hz. Ömer radıyallâhu anh, “ihtiyaç sahipleri bize gelsin” diye halka duyuru yapmış; kendisi de, Müslümanlar bolluğa kavuşuncaya kadar ekmekle beraber zeytinyağından başka katık yemeyeceğine yemin TUTMANIN SEVABIOruç tutmak suretiyle Allah’ın emrini seve seve yerine getiren mü’minlerin bağışlanacağını, günahlarının affedileceğini müjdeleyen Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor“Bir kimse inanarak ve mükâfatını umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”Lütuf ve rahmeti sonsuz olan Yüce Allah, ibadetlerimize ve yaptığımız iyiliklere en az bire on kat mükafat vereceğini bildirmiştir. Bu mükâfatın bazı ibadetlerde bire yediyüz katına kadar artırılacağını peygamberimiz haber oruç bununla da sınırlı değildir, onun mükâfatı çok daha fazla Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor“Âdemoğlunun her amelinin karşılığı kat kat verilir. Bir iyilik on katından yediyüz katına kadar mükâfatlandırılır.”Allah’u Tealâ buyuruyor ki-“Ancak oruç müstesna, zira oruç, doğrudan doğruya bana edilen riya karışmayan bir ibadettir. Onun mükâfatını ben veririm. Oruçlu yemesini, içmesini ve cinsel arzularını benim için bırakmıştır.”Yüce Allah, oruca ayrı bir değer vermiş, mükâfatının çok fazla olacağına işaret etmiştir. Çünkü oruç, büyük bir sabır ve fedakârlıkla yerine getirilen bir yılda bir ay süre ile imsak vaktinden güneş batıncaya kadar en tabiî hakkı ve zorunlu ihtiyacı olan yemesini, içmesini bırakması, cinsel arzularından uzak durması sağlam bir inancın ve Allah’ın emirlerine tam bir teslimiyetin sabır ve fedakârlık; Ancak Allah için yapılır. İnsanların görmediği ve vicdanı ile başbaşa kaldığı yerlerde de orucunu tutan bir mü’min, inancında samimî olduğunu ispat etmiş, büyük bir sınav da ona göre büyük olacak, kat kat Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor“Cennette “Reyyan” denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde Cennete yalnız oruçlular girerler; o kapıdan onlardan başka hiç bir kimse giremez.”Oruç ibadetini yerine getiren ve gerçek anlamda büyük bir sınav kazanan mü’min; ahirette Allah’a kavuşup mutluluğun zirvesine çıktığı gün en büyük sevinci Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor“… oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar vaktindeki sevinci, diğeri de orucunun mükâfatını almak üzere Ahirette Rabbine kavuştuğu andaki sevincidir.”SAHUR VE İFTARIN FAZİLETLERİSahurda kalkıp yemek müstehâbdır. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem “Sahurda yemek yeyiniz, çünkü sahur da bereket vardır” yemeği, oruca dayanma gücü verir. Duaların kabul edildiği vakitlerden biri de sahur zamanıdır. Oruçlu sahura kalktığı zaman, dilekleri için dua etmeli ve Allah’tan günahlarının bağışlanmasını istemelidir. Oruçlulara iftar yemeği vermek hayırlı bir davranış olduğu gibi bu sofralarda misafir ağırlamak unutulmaması gereken geleneklerimizdendir Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellembuyuruyor ki“Bir oruçluya iftar veren kimseye, o oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Ancak o oruçlunun sevabından da bir şey eksilmez.”Oruç ibadetini tamamlayıp iftar vaktine yetişen kimse, bundan büyük bir mutluluk ve sevinç duyar. O, tuttuğu orucun mükâfatını almak üzere, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna vardığı zaman en büyük sevinci Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellemşöyle buyuruyor“Oruçlunun iki sevinci vardır Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah’a kavuştuğu zamandır.”İftar vakti yapılan dualar kabul Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellembu konuda şöyle buyurmuştur“Üç kimsenin duası geri çevrilmez, kabul edilir1- Oruçlunun iftar vaktindeki duası,2- Adaletli hükümdarın duası,3- Mazlumun duası.”ORUCU RAMAZANDAN SONRAYA ERTELEMEYİ MÜBÂH KILAN ÖZÜRLERÖzürsüz olarak Ramazan ayında oruç tutmamak bir kimse aşağıdaki durumlarda Ramazan orucunu sonradan kaza etmek şartı ile tutmayabilir veya başlamış olduğu orucu sonradan ilk fırsatta tutamadığı günler sayısınca oruçları kaza etmesi kimsenin Ramazan orucunu sonraya bırakabilmesi için geçerli sayılan özürler şunlardır1 HastalıkBir hasta oruç tuttuğu takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkarsa oruç tutmayabilir. Hastalığı iyileşince tutamadığı oruçları kaza eder. Hastaya bakan kimse de ayında düşmanla savaşan asker, oruç tuttuğu takdirde zayıf düşeceğinden endişe ederse misafir durumunda olmasa bile oruç katılacağı kesinlikle veya kuvvetli bir ihtimalle biliniyorsa henüz savaşa girmeden önce de zayıf düşme endişesiyle yine oruç tutmayabilir. Tutamadığı oruçları daha sonra kaza YolculukRamazan ayında en az 90 km. mesafeye yolculuğa çıkan kimse oruç tutmayabilir. Hamza el-Eslemi adındaki sahabî Peygamder Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem’e yolculukta oruç tutup tutmayacağını sorunca peygamberimiz ona“İster tut, ister tutma” diye cevap vermişti. Bu hüküm, dinen yolcu misafir sayılan kimseler içindir. İkamet ettiği yerden en az 90 km. veya daha fazla mesafeye yolculuk yapan ve gittiği yerde 15 günden az bir süre kalmaya niyet eden kimse dinen gittiği yerde 15 günden fazla kalmaya karar vermişse, o yere vardığı andan itibaren misafir olmaktan çıkar. Buna göre, Ramazan ayında bulunduğu yerden en az 90 km. uzaklıkta bir yere yolculuk yapan kimse yolculuk süresince oruç tutmayabilir. Gittiği yerde 15 günden az kalacaksa hüküm yine aynıdır. Eğer gittiği yerde 15 gün kalacaksa yolculuğu bitince vardığı yerde orucunu tutması gerekir. Yolculuk hali bitince tutmadığı günleri kaza eder. Oruç tutmasında bir güçlük yoksa yolcunun oruç tutması daha Zor GörmekOrucu bozmak için ölümle veya vücuduna bir zarar verilmekle tehdit edilen kimse orucunu bozabilir. Bozduğu orucu sonra Gebe ve Emzikli OlmakGebe veya emzikli olan bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar geleceğinden korkarsa oruç tutmayabilir. Gebelik ve emziklilik hali sona erince tutamadığı günleri kaza Şiddetli Açlık ve SusuzlukOruçlu bir kimse açlık veya susuzluk sebebiyle aklının bozulmasından veya vücuduna ciddî bir zarar geleceğinden korkarsa, orucunu bozabilir. Sonra uygun bir zamanda tutamadığı oruçları kaza Yaşlılık ve DüşkünlükVücudu günden güne düşen ve oruca dayanamayan iyice ihtiyarlamış olan kimseler oruç tutmayabilir. Bunlar sonradan da orucu kaza edemeyecekleri için tutamadıkları her günün orucunun yerine fidye verirler. İyileşme ümidi olmayan hastalar da özür sahiplerinden herhangi biri, özrü devam ederken ölürse tutamadıkları oruçlar için fidye verilmesini vasiyet etmesi gerekmez. Özrü ortadan kalkıp tutamadığı oruçlarını kaza edecek kadar bir zamana yetişir de oruçları daha kaza etmeden ölürse bu oruçlar için malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmesi lâzımdır. Ölenin varisi yoksa malının tamamından vasiyet eder. Eğer vasiyet etmezse, varislerinin teberru olarak ölenin fidyesini vermesi BOZAN ŞEYLEROruca aykırı olan bir şeyin yapılması halinde oruç bozan bazı şeyler hem kaza, hem de kefaret i bozan bazı şeylerden dolayı da sadece kaza Bozup Kaza ve Kefareti Gerektiren Durumlar1. Oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek yenilip içilen şey ister gıda, ister ilâç olsun.2. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide biri ötekine zorla cinsel ilişkide bulunduğu takdirde zorla ilişkide bulunana kaza ve kefaret, kendisine zorla ilişkide bulunulan kişiye de kaza lâzım Ağzına giren yağmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle Sigara içmek, öd ağacı veya anber ile tütsülenip dumanını içeri Enfiye Buğday ve arpa tanesi Dışardan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp Yenmesi alışılmış olan çamur, kil ve kömür gibi şeyleri yemek. Bazı kimseler bunları severek yerler.9. Az miktarda tuz Karısının veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak. Bundan zevk aldığı için kaza ve kefaret gerekir. Başkasının tükürüğünden iğrendiği için bundan kefaret gerekmez.11. Kan aldırdıktan veya sadece karısını öptükten sonra orucu bozulduğu kanaatiyle bile bile orucunu ayında niyet ederek oruca başlayan kimse, saydığımız şeylerden birini bilerek ve özürsüz olarak yaparsa orucu bozulmuş bu orucu kaza etmesi ve kasten bozduğu için de kefaret tutması Düşüren DurumlarKefaret i gerektiren bir şeyi yaparak orucunu bozan kimse, aynı gün oruç tutamayacak derecede hastalanır veya kadın ay hâli yahut da lohusa olursa kefaret düşer, yani kefaret orucu tutması hastalığın kendi isteği dışında olması şarttır. Kendisi kasten hastalığa sebep olursa kefaret düşmediği gibi sefer mesafesinde bir yolculuğa çıkması ile de Bozup Yalnız Kazayı Gerektiren Durumlar1. Pamuk ve kâğıt gibi yenmesi mutad olmayan bir şey yutmak,2. Bir defada çok miktarda tuz yemek,3. Yenmesi mutad olmayan zeytin çekirdeği yemek. Yenmesi alışılmış olan çekirdeği yemek ise kefaret i Taş, toprak, demir, altın ve gümüş gibi şeyleri İçi olmayan ceviz ve badem yutmak. Bunların içi olanları yenildiği takdirde kefaret gerekir6. Burnuna ilaç Ebu Hanife’nin görüşüdür. Buna göre; tedavi maksadıyla iğne yaptırmak orucu bozar ve kazayı gerektirir. Çünkü iğne vasıtasıyla vücuda verilen ilâç iç kısımlara kadar Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e göre; tabiî olan yollar dışında vücudun başka tarafından açılan bir yoldan içeri giden ilâç orucu bozmadığı için iğne yaptırmakla oruç bozulmaz. Çünkü vücuda verilen ilâç ağız gibi tabiî bir yoldan değil, deriden açılan başka bir yoldan ibadetlerde ihtiyatlı hareket etmek esas olduğundan Ramazanda iğne yaptırmak zorunda olan kimse bunu mümkünse iftardan sonra mümkün olmaz da gündüz iğne yaptırmak zorunda kalırsa, İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’in görüşlerini esas alarak orucuna devam eder ve bu orucunu daha sonra kaza etmesi Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak. Kendi isteği ile yutarsa kefaret gerekir.9. Zorlama ile oruç Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yeyip Ağız dolusu kusmak. Kendi isteği ile.14. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz. İçeri çekilen duman sigara dumanı olursa kefaret gerekir.16. Güneş batmadığı halde-battı zannederek-iftar İmsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek Cinsel ilişki dışında kadına dokunmak veya öpmek sonucu Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir.20. Ramazan orucuna niyet etmeyerek yiyip içmek. Kefaret, niyet edilerek başlanan orucu bilerek bozmaktan lâzım gelir. Oruca niyet edilmeyerek yiyip içtiği takdirde sadece o günün orucunu kaza eder.Ancak mazeretsiz olarak ramazan orucunu tutmamak büyük Misafir iken oruca başlayıp ikamete niyet ettikten sonra Mukim iken oruca başlayıp sefer mesafesi yolculuğa niyet ederek bulunduğu yerin sınırlarını geçtikten sonra orucu bu şeylerden birini yapan kimsenin orucu bozulur ve bozulan orucun gününe gün kaza edilmesi biri ile orucu bozulan kimse akşama kadar orucu bozacak bir şey iyileşen hasta, yolculuğu sona eren misafir, ay hâli veya lohusalıktan temizlenen kadın, erginlik çağına gelen çocuk ve Müslüman olan gayr-i Müslim, Ramazan ayına saygı için günün kalan kısmında oruçlu imiş gibi akşama kadar orucu bozacak şeylerden sakınmaları uygun niyetlenen kadın gündüz ay hâli veya lohusa olursa, orucunu bozması henüz ay hâli olmadan adet günümdür diyerek orucunu ve yolcu olup da oruç tutmayan kimselerin yemeden, içmeden durmaları gerekmez. Ancak bunlar açıktan değil de gizli olarak kaza ve kefaretten konu açılmışken;Fidye Neye Denir?Oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler. Fidyenin tutarı aynen fitre kadardır. Bu fidyeler Ramazanın başlangıcında verilebileceği gibi, Ramazanın içinde veya sonunda da fidyenin hepsini bir fakire topluca verir, ayrı ayrı fakirlere de verebilir. Bu durumda olan kimseler, fidye vermeye gücü yetmiyorsa Allah’tan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış ve Kefaret Ne Demektir? Farkları Nelerdir?Kaza Bozulan orucun yerine gününe gün oruç Ramazanda bile bile bozulan bir gün orucun yerine iki kameri ay veya altmış gün peş peşe oruç tutmak bozulan orucun da kaza edilmesi gerekir. Kefaret, sadece Ramazan ayında tutulan orucun bile bile bozulmasının oruçların bozulması halinde yalnız kaza, yani gününe gün oruç tutmak yeterli orucu öbür aylarda kaza edilirken bilerek bozulsa yine kaza lâzım gelir, kefaret icap orucu, ara verilmeden peş peşe tutulacağı için Ramazan ayına ve oruç tutulması haram olan günlere rastlamaması orucuna kameri aylardan birinin ilk gününde başlanırsa iki ay ara vermeden oruç tutulur. Bu aylardan ikisi de yirmi dokuz gün çekse bile iki tam ay oruç tutulduğu için kefaret tamamlanmış ilk günü değil de diğer günlerde başlanırsa hiç ara vermeden 60 gün oruç tutularak kefaret tamamlanır. Herhangi bir sebeple kefaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lâzımdır. Kadınlar kefaret orucu tutarken araya giren ay hâli günlerini tutmazlar, ay hâli yani âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek 60 günü tamamlarlar. Kadın, âdet hali bittiği halde temiz olan günlerinde, oruç tutmayarak kefaret orucuna ara verirse, kefaret e yeniden başlaması defa kefaret i gerektirecek şekilde orucunu bozan kimseye bunların hepsi için bir kefaret orucu yeterli olur. Ancak kefaret i yerine getirdikten sonra yine kasten orucunu bozarsa bundan dolayı da ayrıca kefaret icap veya hasta olup kefaret orucu tutmaya gücü yetmeyen kimse kefaret olarak altmış fakiri sabah ve akşam yedirip doyurur. Veya yemek parasını fakirin eline verir. Her günlük yiyecek bir fitre miktarıdır. Fitre miktarı bu parayı ayrı ayrı altmış fakire verebileceği gibi, her gün bir fitre miktarı olmak üzere altmış günde bir fakire de günlük yiyeceği veya fitre miktarı olan değerini bir günde bir fakire verirse sadece bir günlük yerine BOZMAYAN ŞEYLER1. Oruçlu olduğunu unutarak; yemek ve Efendimiz şöyle buyurmuştur“Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, sakın bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir.”Unutarak yiyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup oruca dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise Bir suya dalıp kulağına su Kendi isteği olmayarak boğazına toz ve duman Kendi isteği olmayarak Kendiliğinden içeriden gelen kusuntu yine kendiliğinden içeriye Uyurken ihtilâm olmak yani uyurken cünüplük hali meydana gelmek.7. Dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak veya düşünmek sebebiyle Karısını sadece Geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayıp gündüz Dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı Ağzındaki tükürüğü yutmak. Ağzından dışarı çıkıp tamamen ayrılan tükürüğü tekrar yutmak orucu Ağzına gelen balgamı Kafasından burnuna gelen akıntıyı içine çekip Ağzına aldığı meselâ dişine koyduğu ilâcın tadı boğazına Erkeğin tenasül organına ilâç veya su Göze ilâç Kan Gözlerine sürme saydığımız şeylerin hiçbirisi orucu AYI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Ramazan Ayı Nasıl Belirlenir?Ramazan ayının başlayış ve bitişi ile bayram gününün doğru olarak tespit edilmesiKamerî aylar, özellikle Ramazan, şevval ve zilhicce aylarının tespit edilmesi bu aylara ait hilâller, gözlemle tespit edildiği gibi bunlar astronomik hesaplarla da ilk yıllarında astronomi ilmi, ayın hareketleri hakkında kesin ve doğru bilgi verecek seviyede olmadığından Ramazan ayının başlangıcı ile bayram Hilal’i görülerek tespit ilmi bu gün kesin sonuçlar vermekte, astronomik hesaplarla çok önceden ayın hareketleri saat, dakika ve saniyesine kadar tespit bugünkü kadar kesin ve yaygın olmadığı asırlarda bile İslâm âlimlerinin bir bölümü Ramazanın başlangıcı ile bitiminin astronomik hesaplarla tespit edilebileceğini ve buna göre oruca başlanıp bayram yapılabileceğini gün ise, astronomi ilmi ayın hareketleri hakkında doğru ve kesin bilgi verecek seviyeye gelmiş, kamerî aybaşlarının tespitindeki şüpheler ortadan ve bayram hilâllerinin tespiti için yapılan gözlemler de astronomik hesapların doğruluğunu hilâli görerek, ister astronomik hesaplarla olsun maksat; Ramazanın başlangıç ve bitiş günleri ile bayram tarihlerinin doğru olarak ilim ve tecrübeye büyük önem vermiş, İslâm bilginleri ilmin hemen her dalında olduğu gibi astronominin gelişmesinde de değerli çalışmalar yapmışlardır. Hal böyle iken, ayın ve güneşin hareketleri hakkında kesin bilgiler veren ve pek çok kolaylıklar sağlayan astronomiden oruç vaktinin belirlenmesinde ilme büyük değer veren bir dinin mensupları olan Müslümanların yararlanması gerekmez mi?Astronomik hesaplarla kameri ayların tespiti, bu gün ortaya atılmış bir görüş değildir. Asırlarca öncesinden itibaren bu yolla, Ramazan ve bayramların tespit edilmesinin caiz olduğu görüşünde olan pek çok İslâm âlimi geldiği gibi, günümüzdeki ilim adamlarının çoğunluğu da bu görüşü vakitleri de ilk zamanlar görünüşe göre güneşin hareketine gerçekte ise dünyanın güneş etrafında dönmesine bağlı olarak ışık ve gölge durumlarına göre çıplak gözle tespit edildiği halde, günümüzde yine kitap ve sünnetteki ölçüler esas alınarak önceden hesapla belirlenip takvimlerde orucun başlangıç imsak ve bitiş iftar vakitlerinin tespiti de yine güneşe göre namaz vakitlerinde olduğu gibi astronomik hesaplarla yapılan bu tespitleri dileyen kimse, gözlemle de Orucu Kaç Gündür?Ramazan ayı, bazı yıllarda 30 gün, bazı yıllarda da 29 gün olur. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem bir kere iki elinin on parmağını açarak– Bir ay “şöyledir, şöyledir” buyurmuş ve üçüncüsünde serçe parmağını kısarak “şöyledir” demiştir ki bu, 29 oluyor. Sonra– Bazı ay da “şöyle, şöyle, şöyledir” demiş ve on parmağını üç defa açıp kapayarak bazı ayın otuz olduğuna işaret ayının 30 gün çektiği yıllarda tutulan oruç tam olduğu gibi, 29 gün olduğu yıllarda da yine tamdır. Çünkü farz olan ayın tamamını oruç tutmaktır. Bu sebeple Ramazan ayının 29 gün olduğu yıllarda orucun eksik olması söz konusu Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem dokuz Ramazan orucu tutmuştur. Bu Ramazanların dördü 29 gün, beşi de 30 gün ayı girmeden önce, onu karşılamak maksadıyla bir veya iki gün oruç tutmak doğru değildir. Böyle bir oruç, farz olan ve kaç gün olduğu kesinlikle bilinen Ramazan orucuna ilâve endişesi taşıdığı için mekruh Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur“Sizden biriniz Ramazanı bir gün veya iki gün oruçla karşılamasın. Ancak mı tadı olan bir orucu tutuyorsa onu tutsun.”Ancak, ayın ve haftanın belirli günlerinde oruç tutmayı alışkanlık haline getiren kimsenin oruç tuttuğu günler Ramazan öncesindeki iki güne rastlarsa bu oruçları tutmak mekruh olmadığı gibi, Ramazandan önce iki günden fazla oruç tutmak da Ramazana ilâve endişesi ortadan kalktığından mekruh VaktiFarz olan orucun vakti, Ramazan ayının günleridir. Oruç ay takvimine göre gibi kameri aylar güneş takvimindeki aylara göre on gün önce Ramazan orucuna her yıl on gün erken başlandığından Ramazan ayı yaklaşık 33 yılda sıra ile yılın bütün mevsimlerini dolaşmış ve oruç tutacağımız zamanlar da değişmiş durum, Müslümanın değişik mevsimlerde oruç tutmasını ve dolayısıyla her mevsimin zorluklarına kendini alıştırmasını ve yoksulların çeşitli mevsim şartlarında çektikleri sıkıntıları anlamasını üzerinde bölgeler arasında önemli farklar vardır. Meselâ; Kuzey yarım kürede kış iken güney yarım kürede yaz hüküm sürmektedir. Eğer oruç, güneş takvimine göre belirli bir mevsimde tutulsaydı, bazı bölgelerdeki Müslümanlar ömür boyu soğuk mevsimde oruç tutarken bazıları daima sıcak günlerde tutacak, aynı şekilde Müslümanların bir kısmı daima uzun günlerde oruç tutarken, bir kısmı da kısa günlerde tutmuş olacaktı. Böylece bazı Müslümanlar orucu her zaman kolaylıkla tuttuğu halde bazıları da daima güçlük içinde tutmak zorunda yılın bütün mevsimlerini sıra ile dolaşan kameri bir ayda Ramazanda tutulması ile bu sakıncalar ortadan kalkmıştır.
Oluşturulma Tarihi Mart 31, 2022 0850Zekat ne zaman verilir sorusu, her yıl olduğu gibi bu yıl da Müslüman aleminin gündeminde yer alıyor. Zekat hakkındaki araştırmalar, ramazan ayının yaklaşmasına doğru vatandaşlar tarafından araştırılmaya başlandı. Dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda mala sahip olan kimselerin vermesi uygun görülen zekatın belli başlı şartları bulunuyor. Peki, zekat ne zaman, kimlere verilir? İşte, Diyanet İşleri Yüksek Kurulu açıklamalarına göre zekat verme hakkında bilgiler...Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte, yardımlaşmanın önemli olduğu bu aylar içerisinde zekat konusu araştırmaları hız kazandı. Belirli şartların olduğu zekat verme vazifelerini yerine getirmek isteyen vatandaşlar tarafından önem taşıyor. Peki, zekat ne zaman, kimlere ve ne kadar verilir? İşte detaylar...ZEKAT NEDİR?Zekât, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda nisap mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekâtın farz olması için şartlar; malların nisaba ulaşması yanında nâmî üreyici/artıcı olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlardan fazla NE ZAMAN VERİLİR?Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden sene geçmiş olması konusunda da kamerî ay hesabı uygulanır. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir kamerî ayı veya Ramazan’ı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri gerekir. Çünkü zekât bir kulluk borcudur, borç da bir an önce ödenmelidir İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 175, 191-192, 223.ZEKAT KİMLERE VERİLİR?Zekâtın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı şekilde açıklanmış Tevbe, 9/60, nisabı da hadislerde belirtilmiştir Buhârî, Zekât, 32, 36, 38, 43. Buna göre temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişi diğer şartlar da yerine gelmişse bu mallarının zekâtını vermesi gerekir Kâsânî, Bedâî’, II, 4 vd.ZEKAT NE KADAR VERİLİR?Nisap, zekâtla yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçü, altında 20 miskal gr, devede 5, sığırda 30, koyun ve keçide 40 KİMLERE FARZDIR?Zekât ibadeti ile ilgili şartlar, zekâtın bir kimseye farz olmasının ve verilen zekâtın geçerli olmasının şartları şeklinde iki ayrı başlık altında ele kimseye zekâtın farz olması için o kimsenin müslüman, akıl sağlığı yerinde, ergenlik çağına gelmiş ve hür olması Kâsânî, Bedâî’, II, 4-5 bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte “nisap miktarı” mala sahip olması gerekir. Artıcı olmaktan kastedilen, malın sahibine gelir, kâr, fayda temin etmesi yahut kendiliğinden çoğalma ve artma özelliğine sahip farz olması için ayrıca nisap miktarı mal ya da servete sahip olduktan sonra üzerinden bir kameri yılın geçmesi ve yıl sonunda da nisap miktarını koruması gerekir Kâsânî, Bedâî’, II, 13 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 73-74. Yıl içerisindeki artış ve düşüşlere itibar edilmez. Zekât bu süre dolmadan önce de verilebilir. Kâsânî, Bedâî’, II, 15.Zekâtın geçerli olmasının şartlarına gelince, öncelikle “niyet” şarttır. Zekât bir ibadet olduğu için niyetsiz yerine getirilemez Kâsânî, Bedâî’, II, 40; İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 88. Ayrıca fakire verilmesi ve teslimi demek olan “temlik” de şarttır Kâsânî, Bedâî’, II, 39. Yemek hazırlayıp yedirmek gibi ibâha denilen yollarla fakire zekât verilmiş olmaz.
Ramazan orucunun önemi nedir Neden oruç tutmalıyız? Peygamberimiz “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuştur. Oruç ibadetini yerine getiren vatandaşların merak ettiği “Ramazan orucunun önemi nedir? Neden oruç tutmalıyız?” sorularıyla ilgili olarak hazırladığımız bu haberimiz, Ramazan ayı ve oruç ibadeti ile ilgili çok mühim konuları ele alıyor. Abone Ol Haber Merkezi 10 Nisan 2021, 1000 Son Güncelleme 11 Nisan 2021, 1003 Yeni Şafak Ramazan orucunun önemliyle ilgili söylenmiş onlarca söz var. Peygamberimiz ’in hicretinden bir buçuk yıl sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmış olan oruç ibadeti, İslamın 5 şartından biridir. Bu kadar mühim bir ibadeti ile ilgili olarak daha detaylı anlatmak gerekirse;Ramazan orucu, Bakara suresinin 183-184. ayetleriyle hicretin ikinci yılında Bedir savaşı öncesinde Şaban ayında farz kılınmıştır. Peygamberimiz hayatında dokuz sene Ramazan orucu tutmuştur. 183. ayette orucun mutlak olarak farz kılındığı bildirilmekte, ancak orucun ne zaman, nasıl ve kaç gün tutulacağı ayette bu kapalılık kısmen giderilmiş, orucun “sayılı günlerde” tutulacağı beyan edilmiştir. Sayılı günler ile maksat Ramazan ayıdır. 14 Bakara suresinin 184 ve 185. ayetinde şöyle buyrulmaktadırOruç, sayılı günlerdedir……Sizden kim bu aya ulaşırsa oruç tutsun… Allah, bu ayetlere Ramazan orucunu tutmayı Müslümanlara farz farz kılındığını bildiren ayetler de şunlardır"Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" el-Bakara 2/183-184.Oruç, yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarf etmeye de vesile olur. "Tok, açın halinden anlamaz" atasözü de bunu ifade dinimizde önemli bir yeri olan sabır konusuyla irtibatı da burada hatırlanmalıdır."Namaz ve sabırla yardım isteyin" el-Bakara 2/153 ve "Sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam verilir"ez-Zümer 39/10 gibi ayetler, "Oruç sabrın yarısıdır" Tirmizî, “Daavât”, 86 diyen ve orucun Allah için olup mükafatını da kendisinin hesapsız olarak vereceğini bildiren hadislerin ortak anlamı, orucun sabır boyutunu ve bunun fazilet ve sevabının yüksekliğini anlatır. Cennetin Reyyân Kapısı, Oruç Tutanlara MahsusturSahih bir hadiste bu husus öyle bildirilmektedir“Cennette Reyyân adında bir kap vardır ki buradan kıyamet gününde sadece oruç tutanlar cennete girer, onlarla birlikte bu kapıdan bakalar girmez. Cennet kaplarında oruç tutanlar nerede diye seslenilir. Oruç tutanlar gelir bu kapıdan cennete girerler, sonuncular girdii zaman kap kapanır, artık bu kapıdan kimse cennete girmez.” Müslim, “Sıyâm”, 166Buhârî’nin konu ile ilgili olarak rivayet ettiği hadis ise öyledir“Kim Allah yolunda bir çift mal infak ederse cennet kapılarından, “Ey Allah’ın kulu! Bu bir hayırlı iştir” diye nida edilir. Namaz kılan Müslüman namaz kapısından çağrılır. Allah yolunda cihat yapan kimse cihat kapısından çağırılır. Oruç tutan kimse Reyyân adlı kapıdan çağırılır. Zekât veren kimse zekât kapısından çağırılır.”Oruç ve Sağlık İlişkisiUzmanlar, oruç tutmanın sağlık açısından pek çok yararı olduğunu söylüyor. Bunlardan birkaçı şöyleOruç sağlıklı kilo vermeye yardımcı olmaktadır ve bu gerçek bilimsel olarak ispatlanmıştır. Oruç esnasında vücutta bulunan yağ hücreleri aracılığı ile depolanmış yağlar yakılmaya olunan dönemde karaciğer hücreleri kendini yenileme fırsatı yeme alışkanlığı bozukluğunu gidermeye yardımcı olabilir. Yeme alışkanlığı, başta sindirim sağlığı olmak üzere, genel sağlık açısından oldukça sırasında, vücuttaki toksinler atılır. Aç kalmak, vücudun serbest radikaller ile mücadele etmesini kolaylaştırır, aynı zamanda iltihap oluşumunu engeller. Bilimsel araştırmalar Orucun zihinsel fonksiyonları arttırdığını ortaya koymaktadır. Beyinde yeni kök hücrelerin oluşmasını destekleyen oruç, bu işleve yardımcı olarak kimyasalların salgılanmasını bozan ve bozmayan şeylerRamazan ayında “orucu bozan ve bozmayan şeyler” konusunda kafa karışıklığı yaşayan vatandaşları bilgilendiren Diyanet, konuyla alakalı olarak sık sık hatırlatmalarda bozan ve bozmayan şeylerin neler olduğuna tekrar değinecek olursak;1. Oruçlu iken bilerek bir şey yiyip içmek ve isteyerek ağız dolu kusmak orucu Unutarak yiyip içmek, kan vermek. Peygamber Efendimiz,Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir buyurmuştur. Unutarak yiyen içen kişi, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkar ve orucuna devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu Kendiliğinden kusmakla oruç bozulmaz. Ancak kişinin kendi isteği ve müdahalesiyle meydana gelen kusma, ağız dolusu olması halinde, orucu bozar. Nitekim Hz. Peygamber Oruçlu kimseye kusmak gelir de kendisine hakim olamazsa ona kaza gerekmez. Her kim de kendi isteği ile kusarsa orucunu kaza etsin Oruçlu kimselerin iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Oruçlu iken iğne yaptırmak zorunda olanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler; oruçları bozulmaz. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptırmak, damardan serum ve kan almakla oruç bozulur. Daha sonra bu oruç kaza Ağız veya burnundan su girip yutmadıkça, oruçlu kimsenin yıkanması orucuna zarar vermez. Bu itibarla, ağız ve burnundan su kaçırmamak şartıyla oruçlunun yıkanmasında bir sakınca Sprey kullanmak zorunda olan astımlı hastalar oruç tutmayabilirler ve tutamadığı günler sayısınca fidye verebilir. İleride sağlığına kavuşursa, fidye vermiş olsa da, tutamadığı orucunu kaza eder. Ancak böyle bir kişi oruç tutmak isterse, kullanmak zorunda kaldığı sprey orucunu Parfüm veya kolonya sürünmek ve koklamak orucu Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir şeyin yutulması orucu Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macunun, misvak parçalarının veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsakten önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun Günümüzde üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar itina edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınılması mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu kenger sakızı gibi katkısı bulunmayan sakızlarla daha önce çiğnenmiş olup içinde hiç katkı maddesi kalmamış olan ve çiğnendiğinde hiçbir eksikliğe uğramayan sakızların çiğnenmesi orucu bozmaz. Bununla birlikte, oruçlu iken bu tür sakızları çiğnemek Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber ihramlı iken ve oruçlu bulunduğu sırada kan aldırmış ve Üç şey vardır orucu bozmaz Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak Göz ve buruna akıtılan ilaç, genze ulaşması halinde orucu bozar. Çünkü genze ulaşan maddeler boğaza, oradan da mideye ulaşır. Bu durumda oruçlu o günkü orucuna devam eder. Ramazandan sonra bir gün kaza eder. Kulak ile boğaz arasında da bir kanal kulak zarı bu kanalı tıkadığından, su veya kulak zarını geçmeyecek nitelikteki ilaçların kullanılması orucu bozmaz. Fakat kulak zarı delik olan kişinin kulağına herhangi bir sıvının akıtılıp boğazına ulaşması halinde orucu bozulur. Ayrıca kulak zarını geçip boğaza ulaşabilecek nitelikteki ilaçların kullanılması da orucu ayet ve hadislerde oruç tutmaya teşvik edilmiş, oruç tutanlar övülmüş, onlara Allah'ın rahmeti, rızası, sevap ve mükafat vaat edilmiştir. Ahzab suresinin 35. ayetinde, aralarında oruç tutmanın da yer aldığı on özelliğe sahip olan kadın ve erkeklere mağfiret ve büyük mükafat olduğu bildirilmiştir. “Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” Ahzab, 33/35Ayet; hem iman, ibadet ve ahlaki konularda kadın ve erkek arasında bir farkın bulunmadığını, hem Müslümanın sahip olması gereken nitelikleri, hem de bu niteliklere sahip olan Müslümanların Allah katındaki değerini ve verilecek mükafat beyan ve nefis terbiyesiİnsanların yaratılış gayesi olan ibadet görevi; ya namaz, oruç, zekat ve hac gibi belirli bir zamanda, belirli bir mekanda ve belirli kurallara uyularak yapılır ya da her hangi bir zaman, mekan ve şekille kayıtlı olmaksızın yerine zikretmek, ana babaya iyilik etmek, şahitliği, tartı ve ölçüyü dosdoğru yapmak gibi emirlere; alkollü içkiler içmek, uyuşturucular kullanmak, kumar oynamak, hırsızlık yapmak ve cana kıymak gibi yasaklara uyularak yerine getirilir. Orucun kötülük ve haramlardan korunmak için farz kılındığının bildirilmesi ibadetin insanın kişisel ve sosyal hayatındaki yerini ve etkisini bildirmeye yüce Allah günde beş vakit kılınan namazın insanı hayasızlık ve haramlardan alıkoyduğunu Aynı şekilde orucun da insanı haram ve kötülüklerden alıkoyması gerekir. Peygamberimiz kalkandır. Biriniz oruçlu iken çirkin, kötü ve kaba söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, kavga etmesi. Birisi kendisine söver ya da çatarsa ona ben oruçluyum’ desin şehvetini kıran bir özelliği vardır. Hadis-i şerif, orucun gayesinin insanın edep ve ahlakını güzelleştirmek olduğunu açıkça ifade etmektedir. Eğer oruç, insanı kötü söz, eylem ve davranışlardan uzaklaştırmıyor, edep ve ahlakını güzelleştirmiyorsa amacına ulaşamamış demektir, böyle bir oruçtan istenilen sevap da elde Peygamberimiz Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah’ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur ve Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan nasipleri sadece aç ve susuz kalmalarıdır. Nice geceleri namaz kılanlar vardır ki onların namazdan nasipleri sadece uykusuz kalmaktır oruç tutan insan; yalan, yalancı şahitlik, gıybet, iftira, hile, aldatma, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak, iş ve işlemlerinde, söz ve sözleşmelerinde, alım ve satımlarında dürüst ve dosdoğru olmalıdır. RAMAZAN Oruç tutanlar anlattı RAMAZAN 8 saat tok tutuyor RAMAZAN İslam'da uhuvvet 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
oruç ve zekat ibadeti hakkında kısa bilgi