🦕 Din Ve Ahlak Kavramları Araştırınız
1 Din, Birey ve Toplum 8.3.1. Din, birey ve toplum arasındaki ilişkiyi yorumlar. İslam dininin temel inanç, ibadet ve ahlaki esasları bireysel, sosyal ve iktisadi hayatla ilişkilendirilerek ele alınır. OCAK 16. Hafta: 2-6 Ocak 17. Hafta: 9-13 Ocak. 2. Dinin Temel Gayesi 8.3.2. İslam dininin can, nesil, akıl, mal ve din emniyetiyle
2 Bu yıl yenilenen Talim ve Terbiye Kurulunun 19/01/2018 tarihli ve 2 Sayılı “İlkokul 4. Sınıf, Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu (5-8. Sınıflar) Din Kültürü ve Ahlak Dersi Öğretim Programı” internet sitesinden indirilerek zümre başkanı tarafından toplantıya katılanlara genel olarak aktarıldı.
A) Beden sağlığına önem vermek. B) Dini, doğru kaynaklardan öğrenmek. C) Başkalarının yaşam hakkına saygı duymak. D) Borcunu ödemeyi geciktirmek. Cevap : C) Başkalarının yaşam hakkına saygı duymak. İslam dininde yapılması hoş karşılanmayan fakat kesin ve açık delillerle de yasaklanmayan davranışlara ——— denir.
11 SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ PROJE KONULARI. 1. Hz. Muhammed’in ilme verdiği önemden hareketle İslam Uygarlığında eğitim-öğretim faaliyetleri hakkında araştırma. İslam kültürünü, Müslüman bilginlerin buluşlarını ve dünya medeniyetine katkılarını açıklama. 2. Peygamberimiz Hz.
“Ahlak” ve “Etik” Kavramları Arasındaki Farklar Ahlak ile etik kelimeleri benzer şeyler için kullanılsa da aslında bu iki kavram arasında farklar vardır ve insanlar genellikle bu iki kavramı birbirine karıştırmaktadır. Etik, bir topluluk tarafından ileri sürülen davranış kurallarıdır. Bu davranışlar belli bir standart ölçütte değerlendirilerek karar verilir
Kasım 19, 2017. Kasım 19, 2017. ( hasan) 6. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Proje Ödevi Konuları. 1- Ayeti Kerime ve Hadisi şeriflerle Namazın insana kazandırdıklarını açıklayınız. 2- İslam dininin ibadetlerde hasta, yolcu ve özürlülere sağladığı kolaylıklar nelerdir?
Deizm«vahyedilmiş/tarihsel din»i değil, «doğal din»i benimser. Tanrı’nın adaleti bütün insanlara eşit muamele yapmayı gerektirir. İnsanlar doğru bilgiye, Tanrı’nın bazı insanlara özel muamelesi olan vahiy aracılığıyla değil de bütün insanlara açık olan akıl aracılığıyla erişmeleri, adalete daha uygundur.
Biyoçeşitlilik Araştırmalarında DNA Barkodlama "Metodolojisi ve Hac ve Umre İle İlgili Kavramlar Sayı : 002. 1278 Tarih: 09.10.2014 Konu : Ağız Diş Sağlığı Sunulan
İzmirkonumundaki yeni Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni iş ilanları için e-posta . Kapat. Bu iş ilanı uyarısını oluşturarak, LinkedIn’in Kullanıcı Anlaşmasını ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz. Bu e-postalara aboneliğinizi dilediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.
jVMIbZ. Oluşturulma Tarihi Eylül 15, 2020 0154Ahiret inancı İslam dinine göre imanın şartları içerisinde yer alan şartlardan biridir. Yani İslam dininin temel yapı taşları arasında bulunur. Ahiret inancı imanın sağlamlığı ile doğru orantılıdır. Bu sebeple her Müslümanın Ahiret inancının bulunması gerekmektedir. 7. Sınıf sosyal bilgiler din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konuları içerisinde yer alan ahiret inancı bu sınıf düzeyindeki öğrenciler için oldukça önemli kavramlardandır. 7. Sınıf Ahiret inancı ile ilgili detayları din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ünitesi içerisinde yer alan konulardan bir tanesi de imanın şartları içerisinde bulunan Ahiret inancıdır. Kişiler yaptıklarını dünyada yaptıklarının karşılığını mutlaka alacağı ile ilgili ahiret inancından bahsedilir. Bu sebeple Ahiret inancı bir yandan insanlığa umut olurken bir yandan da kötü insanlar için kötülüklerin cezasını çekecekleri yer olarak Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Ahiret Ahiret inancı konusu melekler ve ahiret inancı şeklinde işlenmektedir. Bu sebeple bu konu ile ilgili öncelikle meleklerin bilinmesi önemlidir. Melekler varlık aleminin gözle görülmeyen varlıkları olarak bilinmektedir. Meleklere iman da imanın şartlarının temelindendir. Kur'an'da açıkça belirtilen ve meleklerin varlığı bazı ayet ve hadislerde bulunmaktadır. Ahiret İnancı İslam dininin en önemli konulardan bir tanesi de ahiret hayatına olan imandır. Aynı zamanda insanlara bir umut ışığı yakan Ahirete iman kişilerin mutlu olmasını sağlar. Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran suresinin 185. Ayetinde Her canlı ölümü tadacaktır.’ ifadesi bulunur. Bu da her insanın bir gün öleceği gerçeğinin en açık delilidir. İslam inancına göre ölüm bir yok oluş değil Aksine yeni bir dönemin başlangıcıdır. Dünya hayatı insanlar için bir imtihan merkezidir. Buradaki İmtihanı iyi atlatan kullar Ahirete imanları ile geçecektir. Burada kısıtlı süre içerisinde iyi yaşam süren insan başka bir alemde yeniden diriltecek ve burada sonsuza kadar yaşayacaktır. Bunlar ahiret inancıyla bağlantılı inançlardır. Sorumluluk Bilinci Verir Ahirete iman etmek kesin sorumluluklarını bilincinde hareket etmesini sağlar Ahirete iman etmek kişiyi ölüm korkusundan kurtarır. Çünkü kişi dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette alacağını bilir. Bu sebeple Müslüman kişiler sonsuz hayata öleceğini bilerek hareket eder. Dünyada Allah'ın emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınır, iyilikten ayrılmaz, kötülükten uzak durur. Çünkü ahiret inancı olan kişiye yaptığı her şeyden sorumlu olduğunu bilir. Bu sebeple ahiret hayatına en iyi şekilde hazırlanmaya çalışır. Ahiret Hayatı Aşamaları Ölüm canlıların yaşam süresinin sona ermesi anlamına gelen ölümü, her canlı birgün tadacağı bir durumdur. Kıyamet dünya hayatının sona ermesi tüm canlıların ölmesi anlamına gelir. Kıyamet günü sur üfleyen İsrafil aleyhisselam suru ilk defa üflediğinde tüm canlılar ölecek, ikinci üflediğinde ise tüm canlılar dirilecektir. Bu yeniden dirilme olayına ba’s ismi verilir. İnsanların Allahu Teala huzurunda ahirette toplanmasına haşr adı verilir. Toplanılacak yere ise mahşer denir. Kişiler Mahşer meydanında dünyada yaptıkları her şeyin göstergesi olan amel defterlerini sunacaklar ve Mizan terazisinde amel defterlerinin tartılmasını göreceklerdir. Allah’u Teala’ya yaptıkları her şeyin hesabını verecek olan kişiler bu hesabın sonunda iyilik ve sevapları fazla olanlar cennete, günah ve kötülükleri fazla olan kişiler ise cehenneme gidecektir. Ahiret İnancının Etkisi Ahiret inancı hesap verme bilincini geliştiren bir durumdur. Bu insanların davranışlarını sorumluluklarını almasını sağlar. Ahirete inanan insan düzgün iyi bir hayat yaşamayı kendine layık görür. Dürüstlükten iyilikten ayrılmaz zorluklara karşı sabreder. Merhametli affedici ve adil olur. Allah'a şirk koşmaz, iyilikten hiçbir zaman ayrılmaz Kur'an’ın emrettiklerini yerine getirir ve yasakladıklarından ise kaçınır.
İslam dini, dünya-ahiret, beden-ruh, akıl-kalp bütünlüğünü ve den gesini sağlamıştır. Bu yüzden teorik ile pratiği birlikte ele alır. İman soyut bir olaydır. Ama ibadet ve ahlakî davranışlarla pratikleştirilir ve hayata yansıtılır. Din güzel ahlak demektir. İslam, barış, huzur ve esenlik anlamına gelir. Dinin gayesi insanın güzel ve yararlı davranış lar sergilemesini sağlamak, kötü ve zararlı davranışlardan uzak tut mak, böylece güzel ahlak sahibi olmasını sağlamak, sonuçta da fert ve toplumu huzur barış ve mutluluğa ulaştırmaktır. a-İslam ve Ahlak kavramları İslam Allah'ın, Peygamber aracılığıyla, dünya ve ahiret mutluluğu nu sağlamak için gönderdiği dindir. AhlakYaratılış, tabiat, mizaç, huy, karakter, kişilik demektir. De yim olarak İyi ve kötü duygu ve düşüncelerin, tutum ve davranışların, hak, görev ve sorumlulukların bilincinde olmak ve kendi akıl ve iradesi ile olumlu davranmak demektir. Güzel ahlakın en önemli kitabı Kur' an, örnek model insanı da İslam, güzel ve kötü ahlaka sevap-günah kavramıyla yaklaşır ve ahirette karşılığının verileceğini söyler. İkisi de iyi ve kötüyü öğretirler. Ayet Sen en yüce ahlak üzeresin! 68/4 Ayet Peygamberde sizler için güzel örnekler vardır. Ayet Birbirinizi gıybet etmeyin, alay etmeyin, lakap takmayın, ku sur araştırıp yaymayın, kendinizi aşağılayıp küçük görmeyin Hadis Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Hadis En hayırlınız, ahlakı en güzel olanınızdır Peygamberimizin ahlakı nasıldı diye soranlara "O'nun ahlakı Kur'an'ın ta kendisiydi" der. b-İyi huylu olmakDinimize göre insan doğuştan tertemiz İslam Fıtratı-yaratılışı üzere doğar. Boş bir sayfa, şekillenmeye hazır ha mur-çamur ve her şey bitirmeye elverişli toprak gibidir. Güzel ve çirkin bütün inanç, duygu, düşünce, tutum ve davranışlar, huy ve alışkanlık lar; Aile, Okul, arkadaş, çevre toplum,etkisi ve kişinin iradesi sonucu oluşur. İbadetler ve sevap kazanmak için hayırlı işlerde koşmak , insa na iyi huylar kazandırır. Hadis Gerçek Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların gü vende olduğu kimsedir. Hadis Kendin için istediğini başkası için de istemedikçe gerçek imana ermiş sayılmazsın. Hadis Kim dünyada bir insanın sıkıntısını giderirse Allah da onun ahiretteki sıkıntılarını giderir. Hadis4 huy münafıklık belirtisidirYalan, emanete hiyanet, sözden dönmek, düşmanlıkla haktan ayrılmak c-Ahlak-Vicdan ilişkisi Vicdan Kişiyi, ahlakî değerleri ve davra nışları hakkında yargılayan iç güçtür. Hadis İyi olan şey, yaptığında seni mutlu edendir. Kötülük ise yap tığında içinde huzursuzluk oluşturandır. Vicdan, insanın öz eleştiride bulunmasını, kendini sorgulamasını-düzeltmesini azabı çeken pişmanlık duyan ve özür dileyerek iyiliğe yönelen insan, güçlü vicdana sahip demektir Konu Örf Adet Hadis Müslümanların güzel ve yararlı gördüğü şey Allah katında da güzeldir. Cahiliye dönemi ve Peygamberimizin kaldırdığı kötü adetler Kölelik, kan davası, kabilecilik, Örnekler Bilali Habeşi, Ensar-Muhacirin kardeşliği, Ebu Hüreyre ve bir tas çorba, Mescid-Vakıflar Örf adet kavramları Toplumca kabul edilmiş, yazılı bir yasası ve ce zası olmayan, yerleşmiş, gelenek haline gelmiş yaşanagelen sosyal değerler, toplumsal kurallar, anlayış ve davranışlardır. Bir milletin kim liğini, benliğini, kültürünü, ahlakını, özelliğini ve farkını ifade ederler Örf iyilik demektir, Din ve ahlak kurallarına ve toplum yararına uygun olarak yaygınlaşmıştır. Büyüğe saygı, misafire ikram, bayram lar, kandil geceleri, mevlitler, askere uğurlama, sünnet ve evlenme tö renleri , bay ram ve kabir ziyaretleri, lokma ve aşure dağıtma gibi. Yö relere göre farklı uygulamalar görülebilir. Bazılarında kutsallık, yücelik ve sevap vardır. Peygamberimizin sakal-ı şerifini, hırkasını ziyaret et mek Kur'an hafızlarıyla ilgili törenler yapmak, dinlemek, İftar çadırları nı, hayır kurum ve vakıflarını yaşatmak gibi. Adet ise, olumsuz, çirkin, zararlı, batıl ve hurafe olanları da vardır. Örf ler gibi kapsamlı ve sürekli değillerdir, değişebilirler. Kan davası, başlık parası, türbeye kurban kesmek, mum yakmak, adakta bulun mak, ağaca çaput bağlamak, kurşun döktürmek, nal asmak, nazarlık takmak, bazı şeyleri uğursuzluk saymak gibi. Örf ve adetlere bağlılık Örfler ve iyi adetler Dine ve genel kabul e dilen ahlaki kurallarına dayanır. Toplumca benimsendiği için toplumda ki ilişkilerin sağlamlığını, bağlılığı ve birlik beraberliği gösterir. Bunlara uyulmadığın da toplum tarafından kınanır, ayıplanır. Büyüklere yer ve rilmemesi, muhtaca yardım edilmemesi gibi… Örf ve adetlerin ahlak ile ilişkisi Toplum ahlakını, anlayış ve davranış biçimlerini belirledikleri için toplumun huzur ve mutluluğuna katkı ile sosyal kontrol ve düzen sağlarlar. Din ve Ahlakın amacı da budur. Mesela, hırsızlık, yalan, dedikodu, iftira, insanları rahatsız et mek, kavgacı olmak hem toplum örf ve adeti olarak hem de ahlak açı sından hoş karşılanmaz. Örf ve adetler vicdanlarda oluşan ahlak dü şüncesinin yaşamasın da, yaygınlaşmasında ve devam etmesinde ö nemli rol oynar. Nesiller arası ahlak köprüsü gibidir. Diğer ülkelerdeki vatandaşları, Hemşehrileri, akrabaları, komşuları, aileyi; sonuçta toplu mu ve milleti düzen içinde bir arada tutan ve yaşatıp ileriye götüren bir tutkal ve çekim gücü gibidir Örf ve adetlerin millet hayatındaki yeri Bunlar bir milletin uzun a sırlar boyunca oluşturdukları kökleşmiş millî değerlerdir. Bu yönüyle geçmişi geleceğe taşıyan bir köprü gibidir. Bu ortak değerler bir top lum ve millet olmanın tarihimizle bağlantı kurmanın göstergesidir. Ge lenekleri yıkılmış, örf ve adetleri kaybolmuş toplumlar, kimlik bunalımı yaşarlar. Başka kültürlerin ve yabancı geleneklerin etkisin de kalırlar. HAZIRLAYAN İshak HALİS, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni TAASSUP VE HOŞGÖRÜ Dönem2, Sınav 1, Sınıf 9 Taassup, bir inanca, görüşe, duygu, düşünce ve davranış biçimine körü körüne bağlanmak, başkasına hak tanımamak, kendi düşüncesi ni d-yatmak, bazen de baskı uygulamaktır. Hoşgörü, insanların kusurlarını hoş görmek, anlayışla karşılamak ve güzel iletişim kurmak için güzel davranışlar sergilemektir. ZARARLARI 1- Mantıklı düşünmeyi önler. Duygusal saplantı meydana getirdiğin den, sağlıklı düşünmeye engel olur 2-Dar görüşlü yapar. Bir noktaya saplanan insan, objektif olamaz. Zihni çok yönlü ve geniş açıdan bakamaz. 3-Önyargılı yapar. Doğru ve yararlı da olsa diğer düşünce ve bilgile re kapalı kalır. 4-Diyalog kapısını kapar. Kendi düşüncesine saplanan, başka dü şüncelere değer vermeyen bir insanla uzlaşmak çok zordur. 5-Arkadaş çevresi olmaz. Çoğunlukla toplumdan dışlanır. Kendi dü şüncelerini paylaşan bir avuç insanla olmak zorunda kalır. 6-Toplum barışı zaafa uğrar. Bu tarz düşünen insanlar gruplaşmala ra, kamplaşmalara hatta çatışmalara yol açabilir. Alevî-sünnî, laik-an tilaik, sağcı-solcu, Türk-Kürt gibi gerginliklere, particilik, tarikatçılık, se nin takım benim takım gibi çatışmalara da yol açabilir 7-Ülkenin ve bilimlerin gelişmesini engeller. Ortaçağda Kilise bilim a damlarına baskı uygulamış, aforozla korkutmuş, Bruno 16. Ro ma da dünya yuvarlak ve dönüyor dediği için yakılmıştır. ÖNLEMLERİ 1-Taassubun temel kaynağı inançsızlık ve bilgisizlik olduğundan sağ lıklı inanca zengin bilgiye ve her ikisinde ölçü ve dengeli düşünce ye sahip olmak gerekir. Her insanın, Allah'ın mükemmel bir eseri olduğu nu düşünmeli, yaratılanı Yaratandan ötürü hoş görmelidir. 2-İnsanlar olduğu gibi kabul edilmeli, kişisel kusurlar örtülmeli, güzel şe kilde giderilmeye çalışılmalıdır. 3-İnsanların olumlu yönleri ön plana çıkarılmalıdır. Bir insanın bir o lumsuz yönü yüzünden pek çok olumlu yanı yok sayılmamalıdır. 4-İnsanlarla ortak noktalarda buluşmasını bilmeli, farklı noktalara yo ğunlaşmamalı, düşmanca ve üstün gelmek için tartışmamalıdır. KONUYLA İLGİLİ ÖRNEKLER a-Saray kapıları Bir sarayın 10 kapısı açık birisi kapalı olsa, sadece kapalı kapıya bakarak girilemeyeceğini söylemek yanlış olur. Aynı şe kilde, bir insanın Eşimizin, çocuklarımızın, anne babamızın, arkadaş larımızın vs. bir olumsuz yanı var diye, olumlu çok yanını yok sayma malıdır. Sade hoşumuza gitmeyen özelliğine takılıp kalmamalı, güzel taraflarına yoğunlaşmalıyız. b-Duvar tablosu Dev duvar resminde çok renkler, şekiller ve güzellik ler vardır. Alt köşesinde bir ağacın karanlık kök kısmı olsa, biz de gö zümüzü sadece o noktaya yaklaştırıp, diğer taraflarını yok saysak haksızlık etmiş oluruz. Bir insanın da olumsuz bir tarafına yoğunlaş mak, ondaki diğer güzellikleri görmemizi engeller, diyalog kurulamaz. c-Bir gemide ya da uçakta bir korsan var diye, onlarca masum insanı düşünmeden, o uçağı düşürmek, gemiyi batırmak zulüm olur. Bir in sanda da bize ters gelen olumsuz bir veya birkaç taraf olabilir. Güzel diğer yanlarına bakmadan onu silmek, dışlamak yanlış olur. d-Bir sinek kanadını gözümüzün tam önüne koysak koca dağı,dağları örter, göstermez. Bunun gibi incir çekirdeğini doldurmaya cak kadar küçük kusurlarla bazen bir insanın bütün hoş taraflarını gör mez siler atarız. Bu yüzden arkadaşlıklar sona erebilir, yuvalar yıkılabi lir. Hatta bir toplumda insanlar birbirine düşebilir Sonraki >
Dinin Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Araştırınız. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabı sayfa 11 cevaplarını Toplumsal Açıdan Önemini İlmihâl Kitaplarından Veya Ansiklopedilerden Araştırınız. sorusunun cevaplarını kısaca maddeler halinde arası ilişkileri düzenlerToplumda birlik ve beraberliği artırırKişiler arası sevgi bağları oluşurKişilerin ve dolayısıyla toplumun hayatını düzenlerAynı ibadeti yapıyor olmak kişilerde kardeşlik duygusu oluştururTopluma adalet, özgürlük, eşitlik, iyilik, saygı gibi insancıl kavramları kazandırırKötü davranışlar sergileyenleri toplum dışında tutarSosyal ve ekonomik bir çok katkı sağlarToplumdaki huzursuzlukları yok ederYabancıların toplum üzerindeki kötü emellerini engellerBireylerde kollektif bilinç oluşurİnsanların yalnız kalmasını, psikolojilerinin bozulmasını önler cematle kılınan namaz vb.İbadetler inanan toplumlarda şevkat, merhamet gibi hislerin gelişmesini sağlarToplumda sorumluluk duygusu oluşurSosyal bir toplum oluşmasını sağlarİnsanın ruhunun ölümsüzlük isteğini cevaplar, insanı psikolojik sorunlardan kurtarırBireyi ve toplumu ümitsiz durumlarda güç verirToplumda kötü huy ve adetleri yok eder Kıskançlık, adetletsizlik, cimrilik, bencillik vb.Toplumda suç işleme oranı azalırİLAVE BİLGİ NOTUDin Nedir?“Din; akıl sahiplerini kendi hür iradeleri ile en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilâhî bir kurumdur.”Din, ferdin de toplumun da vaz geçemeyeceği bir kurumdur. Çünkü din insanla beraber doğmuş ve onunla beraber yaşayan bir duygudur. 1 , 2
268 Ahlak Gelişimi ve Kavramlar Ahlak gelişimini daha iyi anlayabilmek için konuyla ilgili kavramları inceleyeceğiz. Kavramlar sırasıyla törel davranış, bencillik, öykünmecilik, vicdan, özgeciliktir. Törel davranış, toplumun töresine uygun davranıştır. Her toplumun yerleşik ahlak, inanç, gelenek ve görenekleri vardır. Söz gelimi evlenme töreni toplumsal ilkelere ve kurallara uygun yapılırken aynı zamanda töreye uygun, başka bir deyişle inançlara, ahlaka, geleneklere ve göreneklere de uygun olması istenir. Toplumsal davranışın değeri, özelliği, töreye uygun olması orantısında yükselir. Kişilik gelişimi, bireyin isteğine bağlıdır. Birey, kendisini ne kadar çok geliştirmişse kişilik de o oranda sağlam olur. Çünkü bireyin güdülerine “dur” deyip, onu belirli doğrultulara yöneltecek olan bireyin kendini geliştirme isteğidir. Bireyi çeşitli şekillerde davranışa yönelten fizyolojik ve toplumsal güdüler, bireyin gelişmesiyle birlikte belli bir düzene girer. Böylece kişilik, törel davranışların kişide yerleşik hâle gelmesi olarak kabul edilir. Ahlak, toplum içinde bireylerin iyiye ve kötüye aynı anda doğruya ve yanlışa ilişkin davranış biçimleri ve kurallardır. Ahlak, toplum üyelerinin davranışlarının hangilerinin kötü hangilerinin iyi olduğunu gösterir. Törel gelişim, bireyin toplumsal gelişimi ile ilgilidir ve onun bir uzantısıdır. Törel davranışla ilgili olarak toplumdan topluma iyi-kötü, doğru-yanlış gibi değer yargıları değişebilir. Ahlak, toplumdaki bireyleri uymak zorunda bırakır. Bireyler de bu doğrultuda davranışlarını düzenlerler. Törel gelişim içinde, davranışların toplumun uygun göreceği bir biçimde düzenlenmesi de yer alır. Çocuklar, törel davranışlara doğuştan sahip değildir. Daha çok öğrenerek, yaşayarak, uygulayarak benimserler. Çocuk doğuşta ne iyi,ne de kötüdür. Onun nasıl bir birey olacağı doğumdan sonraki yaşantılarıyla ilgilidir. İnsan, yaradılışı gereği iyiye yöneliktir. Çocuğun içten gelen istekleri incelendiğinde “sevgi” ve “iş birliği yapmak” yönünde olduğu görülür. Çocuğun daha sonraki yaşamındaki olumlu ya da olumsuz etkiler, törel davranışlarının değişmesine yol açar. BencillikBencil’i yalnız kendi çıkarlarını düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan birey diye tanımlayabiliriz. Bencillik ise başkalarını umursamadan bireyin bütün eylem ve işlerinin kendi yararına, çıkarına yönelik olması, bu tutumun yaşam tarzı hâline getirmesidir. Temel gelişimde bencil davranışlar aşamasında olan insan, sadece kendi çıkarlarını düşünür. Bencil davranışlar en çok 3-6 yaşlarda görülür. Daha önceki yaşlar, töre dışı davranışlar dönemidir ve bu dönem ilk üç yılı içine alır. Bu çağda çocuk, iyilik ve kötülük düşüncesine sahip değildir. Yalancılığın ve hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bilmez. Yalanlar, hayal dünyasının zenginliğinden; hırsızlık henüz mülkiyet kavramı gelişmediğinden meydana gelir. Bencil davranışlar aşamasındaki çocuk, kendini dünyanın merkezi gibi görür. Her şeyin kendi istekleri doğrultusunda olmasını ister. Bu nedenle bu dönem “benmerkezcilik” dönemi olarak adlandırılır. Benmerkezci çocuk; kendini analiz etmek, kendi hakkında düşünmek istemez. Düşünce ve kurgu olan şeyler bile çocuk tarafından maddi gerçekler gibi algılanır. Örneğin kendisine çikolata, kola, cips gibi sevdiği şeyleri veren kişileri, vermeyenden çok sever. Zihinsel yapı tam gelişmediğinden çocuk bu dönemde daha çok duygularının etkisi altındadır. Bazen başkalarını da düşünür gibi olur. Ama yine de dolaylı olarak kendisini düşünür. Bencillik, vicdan ve törel duyguların oluşmasını güçleştirir. Çocuk, bu duyguları ancak çevresindekilerin davranışlarını gözleyerek öğrenir. Bencillik davranışının sonunda çocuk ne gibi tehlikelerin ve cezanın gelebileceğini tahmin eder. Bencil davranışı yapan birey için bunlar pek umursanacak gibi değilse kaçınmanın yolunu biliyorsa, bencil eylemlerine devam eder. Çocukların okula başlama döneminde bu aşamadan geçmiş olması gerekir. Çocuk bu dönemde kuralların bilincindedir, ama doğasını kavrayamaz. Bu dönemde çocuk arkadaş arar. Ancak her çocuk arkadaşla birlikte kendi oyununu oynar. Kazanmak, birinci olmak düşüncesi henüz gelişmemiştir. Öykünme; taklit etme, bireyin başkalarının davranışlarını kendine model alarak benimseyip, yinelemesidir. Bağımlılık, boyun eğmek, itaat etmek için başkasının davranışına olduğu gibi hiç bozmadan uymaktır. Öykünme, çoğunlukla beğenilen takdir gören davranışları yapanlara benzemek için yapılırken; uyma, etki yapanlarla iyi anlaşmak için yapılır. Törel gelişimin öykünmecilik aşamasında olan birey, ne yapması gerektiğini kendi içinde ölçüp tartmadan, kendine kolay geldiği ya da kınanmaktan korktuğu için başkalarının yaptığını yaparak rahat eder. Bu durum toplumsal öğrenme kuramıyla da açıklanabilir. Bu kurama göre çocukların, yetişkinlerin ahlak normlarını öncelikle gözlemledikleri davranışları, kuralları, değerleri dereceli bir taklit etme süreciyle kazandıkları ileri sürülür. Kısacası, öykünme, toplumsal bir öğrenme sürecidir. Birey, öykünmeyle topluma uygun birçok davranışı öğrenir. Öykünmeciliğin olumsuz yönü ise bireyin bu yolu tek öğrenme yolu olarak görmesinin sonucu olarak, kendisine özgü davranma bağımsızlığını yitirmesidir. Vicdan; insanın davranışlarının iyiliğini, kötülüğünü, doğruluğunu, yanlışlığını, haklılığını haksızlığını içsel olarak yargılama gücü olarak tanımlanır. Çocuğun kendisini kontrol edebilmesiyle bireyin davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya yönelten, kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Bu güçle birey, davranışları konusunda bir karara varır. Birey bu karara göre kendisini ödüllendirir ya da çocuk, öğrendiği sınırları ve kısıtlamaları benimseyerek toplumsal kurallar karşısında belirli tavırlar elde eder. Bazı çocuklar, büyüdükçe topluma aykırı davranışlar gerçekleştirirler. Örneğin suç işlerler, bazı çocuklar da aşırı vicdanlı olup, genellikle büyüdüklerinde fazla duyarlı, özverili, duygusallık nedeniyle psikologlardan en çok yardım alan kişiler olurlar. Çok utangaç, çekingen, güvensiz, yaptıkları her şeyde çevreye zarar vereceklerinden korkan bu aşırı vicdanlı etmemiz gereken şey, çocukları evde ya da okulda her iki yönde de aşırılıklar içinde duygusal ve ussalakıl vicdan olmak üzere ikiye ayrılır. Duygusal vicdanlılık aşamasında insan davranışlarını duygusal inançlarıyla yargılar. 10 yaşından ergenliğe kadar bu dönem sürer. Zihinsel yetenekler tam anlamıyla gelişmediği için çocuk duygularının etkisindedir. Hoşlanma ilkesi çocuk üzerinde henüz varlığını sürdürmektedir. Bu dönemde çocuk, kendisinden yapması istenen davranış kurallarını öğrenir ve bunlara sıkıca bağlanır. Bağlanılan bu davranış kurallarının bazısı çocuk tarafından benimsenir. Örneğin çok sevdiği bir kişinin aile bireyleri, arkadaş, sanatçı vb. hareketini yapmak zamanla bu hareketin bağımsız olarak yapılması ile sonuçlanır. Bir süre sonra davranışın yapılmasında rol oynayan “önemli kişi” unutulur, yalnızca bu davranış kalır. Çocuk, henüz davranışların nedenlerine inecek gücü gösteremez. Bu nedenle yargıları kutsaldır. Bilimsel tutuma sahip olmayan birçok yetişkin bu basamakta kalır. Bu yetişkinler nabza göre şerbet vermekten hoşlanırlar. Her davranışlarında duygularının etkisi vardır. Fen ve doğa deneyleriyle başlayarak tartışma yöntemiyle çocuklara yavaş yavaş bilimsel düşünebilme gücü kazandırıldıkça çocuk bu basamakta kalmaz, vicdanlılık aşamasına geçen insan, davranışlarını ussal inançlarıyla yargılar. Duygusal vicdanlılıktan ussal vicdanlığa geçen birey, törel ilke ve kuralları usununaklının süzgecinden geçirerek ve sorgulayarak uygular. Bu aşamada insan, törel ilke ve kuralların yerine,zamanına,duruma ve uygulanan bireye göre değiştirilip, geliştirilerek uygulanabileceğinin bilincine varır. Özgecilik İnsanın kendisinden önce başkalarının iyiliğini, yararını düşünüp yardımcı olmasıdır. Başkalarından karşılık beklemeden iyiliğine koşmak ve bu davranışları yaparken, bunun başkalarına zarar verip vermeyeceğini, onları üzüp üzmeyeceğini düşünmektir. Törel gelişimin ulaşabileceği en son aşamadır. Bu dönemdeki çocuklar, duruma göre esnek hareket edebilme yeteneğini kazanırlar. Özgeci birey, başkaları ile sürekli empati içindedir. Karşılaşılan olaylar, kişiler karşısında ussal vicdanına dayanarak davranır. Özgecilik duygusu, kişinin başkalarının iyiliği için çalıştığının belirtisidir. Bu duygu sevginin bir parçasıdır. Bireylerin bencillikten kurtulması, törel duyguların geliştiğini gösterir. Çocuk bencillikten kurtuldukça “özgeci” olmaya başlar. Bu yaştaki, çocuk dünyada başkalarının varlığını,onların da kendisi gibi bir birey olduğunu kabul karşın çocukta yine de bencillik ancak 9-10 yaşlarına ulaştıktan sonra kendi kendini eleştirebilecek bir olgunluk düzeyine ulaşır. Bundan sonra özgecilik duygusu daha da gelişmeye başlar. Özgecilik duygusuna sahip olan bireyde anlayış, sempati, incelik, özveri ve yardım duygusu bir arada birey, törel davranışlarını katı kurallardan kurtararak kendini başkalarının yararına olan amaçlara yöneltir. Böylece birey, yaşamındaki engelleri özgeci bir tutumla kaldırmaya çalışır.
din ve ahlak kavramları araştırınız